Ya 'Sıfır Atık' hiç olmasaydı

Gıdaya daha doğrusu nimete hoyratlık, etik değerlerin genelde gözardı edildiği dijital platformlarda ve bilhassa sosyal medyada uzun zamandır dikkatimi çeken bir konuydu. Dijital platformlara içerik üretenler, lüks bir algı oluşturacağım derken kurguladıkları sahnelerde çoğu zaman estetikten uzak ve daha da önemlisi gıda israfını özendiren bir duruma düşüyorlar. Bunu dert ediyorlar mı bilmiyorum ama aynı tuzağa 'bakın ne kadar çok param var' diye bağırmak isteyen kerameti kendinden menkul sosyal medya ünlüleri(!) de düşüyor. Oysa biz yere düşen ekmeği öpüp başına koyan bir kültürden geliyoruz. Buradan ne ara yemeklerin masalara sığmadığı sofralara geldik anlamak güç. Uzun zamandır aklımda olan bu konuyu, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan gündeme taşıdı. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Uluslararası Sıfır Atık Forumu'nun tamamlayıcı oturumu olarak İstanbul'da gerçekleşen Yüksek Düzeyli Tarım ve Orman Bakanları Paneli'nde konuşan Emine Erdoğan, son zamanlarda televizyon, sosyal medya ve dijital platformlarda gıda israfını özendiren ve hatta meşrulaştıran reklam ve içeriklerin arttığına dikkat çekti. Bu noktada kitle önderlerine ne kadar çok iş düştüğünü anlattı. Ardından sözü farkındalık çalışmalarına getirdi ve "Sıfır atığın israfı azaltırken iyiliği çoğaltan, yaşamı sadeleştirirken ruhu zenginleştiren, atığı önlerken insanlığı kurtaran en güçlü formül olduğunu anlatmalıyız" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın da katıldığı panelde gıda israfını önlemede bireylerin sorumluluğuna vurgu yapan Emine Erdoğan'ın öne çıkan mesajları özetle şöyle:
*Gıda İsrafı Endeksi Raporu'na göre, israfın yüzde 60'ı evlerde gerçekleşiyor. Üstelik, sadece gıdayı değil, israf ettiğimiz her lokmayla beraber su, enerji ve insan emeği gibi kaynakları da boşa harcıyor, doğanın kendini yenileme kapasitesini elinden alıyoruz.
*Hiç yenilmeden çöpe giden gıdaların yetiştirilmesi için temiz su kaynaklarımızın yüzde 25'ini harcıyoruz. Sıfır atık prensiplerini uygulayarak kendimizi ve hayatlarımızı değiştirmeye başladığımızda göreceğiz ki dünya da bizimle birlikte değişecek. Çünkü bir dilim ekmeği çöpe atmadığımızda 40 litre suyu, bir yumurtanın bozulmasına izin vermediğimizde 196 litre suyu, bir elmayı buzdolabında çürütmediğimizde