Sivillerin hedef alındığı hain saldırıda TUSAŞ'ın seçilmesi, savunma sanayimizin göz bebeği bu kurumun, terörün taşeronlarını ve iplerini elinde tutanları ne kadar rahatsız ettiğini ortaya koyuyor. Kalleş saldırının ardından tek yürek olup ortaya koyduğumuz 'terörü lanetleyen' tepkiyi çok önemsiyorum. Müthiş bir dayanışma ile gereken cevap anında verildiği için bugün ülkemizin bir başkan noktasından dayanışmanın iyileştirici gücüne işaret eden sıcacık bir hikaye paylaşmak istedim. Hatay'ın Çakı köyünde minicik ellerin yazdığı bir mektuptan söz edeceğim. Hatırlarsanız 6 Şubat depremlerinden sonra da böyle müthiş bir dayanışma olmuş, hepimizin kalbi deprem bölgesinde atmıştı. Bireyler, kurumlar tüm imkanlarımızı seferber etmiştik. Hatta o dönem acil yardım kampanyalarımıza uluslararası şirketlerin de hızla katılmaları dikkatimi çekmişti. Deprem bölgesine gidip geldikçe dayanışmanın hala devam ettiğini gözlemliyorum. Bir örnek vereyim, uluslararası danışmanlık şirketi PwC Türkiye Hatay'da iki ilköğretim okulu yaptırdı. Hem de başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki PwC çalışanlarının bağışları ile. Biri Hatay'ın Yayladağ ilçesinin Çakı köyünde, diğeri ise Karıkhan ilçesinin Saylak köyünde olan bu iki okul 2024-2025 eğitim-öğretim yılına yetiştirildi. Okulların çalışanların bağışlarıyla yapılmış olması ilgimi çekti, Pwc Türkiye Başkanı Cenk Ulu'ya projenin nasıl doğduğunu sordum. Depremin ilk günlerindeki dayanışma ortamını hatırlattı Ulu ve şöyle devam etti: "Biz de her kurum gibi deprem bölgesinin yardımına imkanlarımız ölçüsünde koşmuştuk. O dönemde diğer ülkelerdeki PwC ofislerinden de çok büyük bir destek gelmişti. Deprem bölgesine yardımlarımızı nasıl daha kalıcı bir şekilde devam ettirebiliriz diye düşündük ve bu okul projesi gündeme geldi. Böylece