Davos için emeklilik vakti

Geçen hafta Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) düzenlediği online Davos Zirvesiyle ilgili yazımın ardından birçok yorum geldi. Bir meslek büyüğümün, 'bir iki yazı daha yazmalısın' önerisi üzerine, WEF yönetimi ile de yakın ilişkileri olan Davos müdavimi bir haber kaynağımı aradım. "Geçen hafta Davos'taydım" diyerek açtı telefonu. (17 Ocak'ta başlayan online zirve öncesindeki haftayı kast ediyor.) Sonra hemen Davos'taki havayı anlattı, morallerin bozuk olduğundan söz etti. WEF yönetiminin aslında bu yıl yüz yüze bir zirve için çok bastırdığını ancak Omicron'un yayılma hızının işleri tersine çevirdiğini söyledi. WEF'in, zirvenin son gününde, 22-26 Mayıs'ta Davos'ta fiziki bir zirve yapılması kararı aldığını ama bunun da kesin olmadığını duyuracağı bilgisini verdi. Dediği gibi de oldu. WEF Kurucu Başkanı Klaus Schwab, 21 Ocak'taki kapanış konuşmasında "İki yıl aradan sonra liderlerle dünyanın durumunu değerlendirmek üzere 22-26 Mayıs'ta yüz yüze bir zirve planlıyoruz" şeklinde bir açıklama yaptı. Tabi, 'İsviçre halkının ve katılımcıların sağlık ve güvenliğinin garanti altına alınması koşulu ile' demeyi de ihmal etmedi. Yüz yüze zirvenin teması ise adeta bir itiraf gibi: Birlikte Çalışmak, Güveni Geri Kazanmak. Güven demişken hatırlayacaksınız, WEF geçen yıl da ocak ayında online bir zirve yapmış ve fiziki zirvenin mayısta gerçekleşeceğini duyurmuştu. Ardından mayıstaki zirveyi önce ağustosa ertelemiş ve en sonunda da tamamen iptal etmek durumunda kalmıştı. İşte bu iptallerin güven kaybına yol açtığını düşünen haber kaynağımın görüşü "Eğer bir kez daha iptal edilirse, ünlü zirvenin bir daha toparlanması çok zor olur" yönünde. Sebebini tahmin etmek zor değil. Hepimiz biliyoruz ki Davos Zirvesi demek, dünyaca ünlü iş insanlarının, devlet başkanları ve birbirleriyle bir araya gelmesi demek. Hatta son yıllarda Hollywood yıldızları