Başarı kentsel dönüşüm okur-yazarlığında gizli

Yılın ilk gününde Japonya'da kendini hatırlatan deprem bizim de en kritik gündemimiz. Ama daha kritik olan Japonya ile aramızdaki 'farkın', farkında olmak. Geçen yıl yaşadığımız 6 Şubat depremlerinin yıkıcı sonuçları bugüne kadar bir türlü edinmeyi başaramadığımız deprem bilincini biraz daha yüksek bir seviyeye taşıdı. Ve bu sayede kentsel dönüşüm şimdiden bu yılın ve önümüzdeki yerel seçimlerin odak konusu oldu.
Peki, acaba hepimizin dilindeki kentsel dönüşümün ne demek olduğunu gerçekten biliyor muyuz Ben bildiğimizi pek düşünmediğim için konuyu GYODER Başkanı Neşecan Çekici ile konuştum. Başkanlık koltuğunu yakın zamanda Mehmet Kalyoncu'dan devralan Çekici'nin dikkat çektiği birkaç önemli noktayla başlamak istiyorum. Çekici iklim değişikliği, zorunlu göçler ve salgınlar nedeniyle dünyada gayrimenkul dinamiklerinin değiştiğini ve bugünlerde sosyal konut ile erişilebilir konut kavramlarının daha çok öne çıktığına vurgu yaptı. Tam, 'lüks konut' diyecek oldum. Sektörün içinden bir isim olarak hemen önermesini ortaya koydu: "Lüks konuta ihtiyaç yoktur, yatırımcısı vardır." Bir an durup düşününce, 'ne kadar haklı' dedim. Bu sözlerin ardından İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde konut arzının yanlış kategorilerde büyüdüğünü düşündüğünü söyledi, Çekici.
Konut fiyatlarındaki artışın yabancıya satışlardan kaynaklanmadığının altını çizdi. Sonra bunu rakamlarla destekledi; 2023 yılında 1.2 milyonun üzerinde gerçekleşen konut satışında yabancıların payının yüzde 2.5 seviyelerinde olduğu bilgisini paylaştı. Bu oranların fiyat dinamiklerine etkisi olmadığının altını çizdi.
Sonunda söz elbette ülkemizin en öncelikli konu başlıklarından kentsel dönüşüme ve izlenecek yol haritasına geldi. Çekici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kentsel dönüşüm meselesini himayesine almasının işin seyrini pozitif etkileyecek son derece kritik bir gelişme olduğunu vurgulayarak anlatmaya başladı:
Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi hedef 5 yılda 600 bini acil olmak üzere toplam 1.5 milyon riskli bağımsız bölümü dönüştürmek durumundayız. Bu çok önemli bir görev, Cumhuriyet tarihinin en büyük dönüşümünden bahsediyoruz.
Maliyeti konusunda telaffuz edilen rakamlar neredeyse gelişmekte olan bazı ülkelerin milli geliri kadar. Bu noktada kamunun bir orkestra şefi gibi ilgili tarafları bir araya getirip yönetmesi, yönlendirmesi, gerektiği noktada