AK Parti için erken uyarı!..

31 Mart yerel seçim sonuçları AK Partinin gelecek yolculuğu için bir erken uyarıdır.

Geçtiğimiz pazar günü yapılan yerel seçimlerin AK Parti açısından ortaya çıkan en önemli sonuçları seçmen tabanında devam eden daralmanın büyük metropollerden Anadolu'ya kadar sarkmasıdır.

Seçmen tabanındaki bu güçlü kaymanın sebeplerini, sosyolojisini ve sonuçlarını okuyup değerlendirmek önleyici tedbirler geliştirmek öncelikle AK Partinin sorumluluğudur. AK Partinin oylarında ortaya çıkan göçük, düşük katılım oranı ve sandıkta ortaya çıkan geçersiz oylar ile izah edilecek cinsten değil.

Sandığa gitmeyen 3,8 milyon seçmenin ekonomik hayattaki daralma dolayısıyla hasarlı seçmen olduğu varsayılarak kaymaya gerekçe üretiliyor. Sandığa gitmeyen seçmenin tamamının sandıkta AK Partiye mühür basacağının garantisi mi var

Ama sandığa gitmeyen veya gitse de farklı tercihte bulunan seçmen için ekonomik sıkıntılar, aday belirlemedeki hatalar, emeklilerin arkada kalması gibi güçlü sebeplerle beraber aile içi çatışmalardan dolayı evden uzaklaştırmayla cezalandırılan 2 milyonu aşkın sessiz ama öfkeli kitle de var.

Hemen herkesin 14-28 Mayıs seçimlerinde öncü dalgalarını hissettiği"seçmen tabanındaki kaymanın"31 Mart seçimlerinde yol açtığı büyük gerileme, yüksek enflasyon, refah kaybı, emeklilerin durumu, yanlış isimlerin adaylığının dayatılması ve diğerleri ile güçlendirildi.

Partisinin Merkez Yürütme kurulunda seçim sonuçlarını değerlendiren Cumhurbaşkanının önemle vurguladığı bir kırılma alanı var. Bu da her zayıf riskli alanın Sayın Erdoğan'ın tespit ve ifade etmesi ile AK Parti kadrolarının gündemine girmesidir.

Nitekim, Cumhurbaşkanının AK Parti teşkilat ve tabanında değerleri hedef alan hasarı ifade eden"Kan ve ruh kaybı"daha önce hiçbir saha sorumlusu AK Partili tarafından ifade edilmedi. Ucuz meydan konserleri ile hendek atladıklarını zannettiler.

Sayın Erdoğan'ın dikkat çektiği; sekülerlik ile muhafazakârlık arasında bir geçiş koridoru olan"Kan ve ruh" gittikçe hayatımıza çöken"haz, hız ve şimdi hepsine sahip olma" iştihasına kurban edilmekte.

Siyasi partiler ile toplum arasında güvenli ve sürekli bağ kurabilmenin şartı, sahadaki siyasi aktörlerin toplumla güçlü ilişki kuran ve besleyen toplumun değerleri ve kuralları ile barışık olmalarıdır.