Seçmenimi kim kaptı

Bir labirent içinde buldukları peynir istasyonunda mutlu yaşayan hikâyenin kahramanları bir sabah kalktıklarında peynirin tükenmiş olduğunu görüyorlar. Peynirlerini birinin aldığını ve eninde sonunda geri getireceğini düşünüp beklemeye başlıyorlar.

Bir süre dayandıktan sonra artık umutları tükenince oradan ayrılıp farklı yerlerde peynir aramaya başlayacaklar()

Başta siyaset kurumları olmak üzere çoğu sosyal kurum bu hikâyenin kahramanıdır

Bütün değerlerin alaşağı olduğu, bütün kıymetlerin içinin boşaldığı hafızasını kaybetmiş bir zamanın içinden geçiyoruz. Hemen herkesin ortak derdi, millî ve manevi değerler aşınmakta, eğitim, tarih ve ahlak erozyona uğramaktadır. Otoritesini kaybeden"anne baba, öğretmen, dinî referanslar ve bilim insanları,bunun bedeli ile yüzleşiyor...

Alanları daralan özellikle "Siyasetçiler"bir süre bekledikten sonra artık dayanamayıp kaybettikleri seçmeni aramaya başlayacaklar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iç siyasetin kabul gören değerlerini görmezden gelen CHP'yi "Vizyon projelerin hiçbiri muhalefetin gündeminde yer almıyor. Ekonomik büyümeymiş, yatırımmış, enerji hamleleriymiş bunların hiçbirini takip etmiyorlar. Gözlerini kapatmışlar daha doğrusu bant çekmişler"diye tenkit etti.

2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha Türkiye'nin lideri olarak seçilirken "yerel seçimlerde yaşanan kayıplar"ve muhalefetin güçlenmesi, gelecek için önemli bir değişimin habercisi oldu. Bu görmezden gelme sadece siyasi alanla sınırlı değil

Geçmiş seçim dönemlerinde; yaşayarak veya bir önceki nesilden dinleyerek iktidardaki CHP'yi tanımak için yeterliydi.

Seçim meydanlarında CHP'yi anlatırken"CHP'nin Türk köylüsüne vereceği sadece ıstıraptır. Halk Partisi demek, karanlık demektir, çarık demektir, kağnı demektir, karasaban demektir. CHP iktidara gelirse ineklerin sütü kesilir"denilmesi, meydanda ve sandıkta karşılık görüyordu.

Ancak hatıraların da bir ömrü vardır.CHP'nin geçmişi üzerinden gelecek için yol haritası çizme yeteneği de zamanla kayboldu. Sandıkta tercihlere istikamet veren, yapılanın değil söylenenin önemli olduğu "ambalaj kültürü"hükümranlığını ilan etti.

Her türlü insani ilişki ambalaj kültürünün hâkim olduğu sosyalleşmeye teslim oldu. Bu yeni araçlar toplumda "rol model" olarak kabul edilen kişileri sahanın dışına attı.

Artık hayatımız"Ailemi kaybettim, öğrencimi kaybettim, dostlarımı kaybettim ve seçmenimi kaybettim"