Hadi sıkıyorsa teröristlere cevap ver!..

Seçimden önce Leyla Zana, "Kimseye borcumuz yok. Oylarınızı DEM'e verin..." diyordu.

DEM'in İstanbul Adayı Meral Danış Beştaş da; "Kendimize sahip çıkalım, kendimize oy verelim" diyordu...

Özgür Özel, "DEM'in bize kazandırmak değil, gerekirse kaybettirmek üzerine bir stratejisi var" diyordu...

DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan da 'hepiniz aynısınız' deyip Özel'e acayip giydirmişti...

Şimdi hepimiz uzaylı olsak deriz ki, 'CHP ve DEM iki ezeli rakip!..'

N'oldu peki..

DEM seçmeni İstabul'da Eko'ya verdi. Ayıp olmasın, (ya da çakılmasın) diye üç beş oy da Beştaş'a verdiler.

Seçimden önceki kavga gürültü tamamen palavraydı yani. 'Kent uzlaşısı' adıyla uyguladıkları strateji bu işte; "İttifak yokmuş gibi çek panpa!"

Yani tabanları ürkütmeyeceksin!.. "Kimin oyu kime kayar" hepsi önden ayarlı!

Daha önce de gördük de biliyoruz. Film böyle devam eder. Seçim biter, DEM yine had bildirmeye başlar CHP'ye.

CHP'den cevap gelmez.

Nitekim yine öyle oldu. Seçimden sonra Beştaş, "İmamoğlu'nun aldığı oylar onun değil. Bizim seçmenimiz verdi" dedi. (O kadar da çağrıda bulunmuştu halbuki, 'bize, DEM'e verin' demişti. Ama seçmen dinlememişti Beştaş'ı. 'Tüh'tü!..)

Ardından Kandil uyarır. Teröristbaşı Karasu, "CHP bu oyları kendi oyları olarak görmemelidir" dedi. Son sözü her zaman Kandil söyler. CHP uyarılır ve cevap verilmez.