Türkiye'nin değil, birilerinin önünü açar!

"Türkiye'nin önünün açılması için birtakım örnekler vererek, toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım" diyerek kendini savunmuş TÜSİAD'çı...

Mavra yapıyor zahir!..

Hukuk önünde hesap verenleri tek tek saymış. (Kayyım, Eko, Özdağ, teğmenler, bilirkişi, Ayşe Barım..,) Olayları da çarpıtarak anlatmış. Yargıya balans ayarı çekmeye çalışmış. Ve sonunda "bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz" demiş.

Yani bilmiyormuş da söylüyormuş!

Biz de sorduk, madem bilmiyorsun neden konuşuyorsun!..

Yargı; 'gel bakalım bize de anlat, suçu ve suçluları neden görmezden gelelim' diye sorunca, 'Türkiye'nin önünün açılması için toplumun hassasiyetlerini dile getirdim' demiş...

Toplumun hassasiyetlerini de düşünürmüş komprador burjuvazi. Meğer ne kadar hassasmış eski Türkiye'nin post-modern oligarkları. Türkiye'nin önünü açacaklarmış.

Sizin haddinize mi toplum hassasiyetlerini dile getirmek. Sizi biz mi seçtik, bizim adımıza konuşuyorsunuz

Ha ille de "hassasiyet" diyorsanız söyleyelim...

Mesela darbeler konusunda çok hassasız. 'Yurtta sulh cihanda sulh', 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' deyip darbe yapan ve o darbecilere çanak tutan, emperyalistlerin uşaklığına soyunan, seçilmiş hükümetlere parmak sallayan, otel odalarında vekil alıp vekil satan, manşetlerle hükümet indirip hükümet kuran haysiyetsizlere ve dahi şerefsizlere hiç tahammülümüz yok...