"Türkiye büyük bir güç ve Erdoğan, benim çok iyi anlaştığım biri. Onun çok güçlü bir askeri gücü var. Ve bu ordu 'savaşlarla' yıpranmamış.
Erdoğan çok akıllı bir adam ve çok güçlü (sıkı, sert, dayanıklı) biri... Şimdi taraflardan biri nerdeyse tamamen yok edildi. Ama diğer tarafın kim olduğunu kimse bilmiyor, ben biliyorum, o Türkiye. Türkiye bu işin arkasındaki güç. Erdoğan çok akıllı bir adam. Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak. Bunu söyleyen kimseyi duymamışsınızdır ama bu böyle..." diyor Trump.
Elbette sır falan değil. Trump'ın bu söylediklerini cümle alem biliyor. Yani malûmun ilamı. Günlerdir Batı basınında Trump'ınkine tıpatıp benzeyen yorumlar gördük. (Ne yalan söyleyeyim, Trump'ın bu itiraflarına karşılık; "gördünüz mü ebenizin örekesini!" diyesim de var hani!)
Lakin 1 ay sonra koltuğa oturacak olan ABD Başkanı'nın Suriye ile ilgili hakikatlerden bahsetmesi ve itirafları ve bunu tüm dünyaya duyurması tabii ki çok önemli.
"Türkiye bu işin arkasındaki güç", "Erdoğan çok akıllı bir adam ve çok güçlü (sıkı, dayanıklı) biri", "Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak"...
İşte bunlar anahtar cümleler.
Ben Trump'ın söylediklerini şöyle okuyorum;
"Dışardan biz (koalisyon güçleri adı altında), içeride bizim çocuklar (6'lı yuvarlak masa), hep beraber çullandık, ama beceremedik. Hatta elimizdekileri de kaybettik. Erdoğan kazandı. Hadi gel bari 'asgari müşterekte' buluşalım, bir dahaki raunda kadar nefes alalım!.."
Ama söylediği öyle bi'şey var ki, her şeyin özeti.
"Onun çok güçlü bir askeri gücü var. Ve bu ordu, 'savaşlarla' yıpranmamış".
Evet doğru. Türk ordusu 'savaşlarla' yıpranmadı. Savaş değil, 'savaşlarla' diyor üstelik.
Madem öyle, bizim ordumuz nerelerde savaşmış peki!
Hayır yani, bilmiyorum da soruyorum!