1 yılda neler yaşadık öyle... Her ay, bazen her hafta yeni bir gündemle uyandık.

Neler geldi neler geçti felekten,

Un elerken deve geçti elekten!..

Lakin asla umutsuzluğa kapılmadık...

Ne diyordu M. Akif Ersoy;

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak..,

Alçak bir ölüm varsa, emînim budur ancak!

İçeride dışarıda, kavgamız gürültümüz bitmez bizim. Yeni yılın şu ilk gününde, belki çoğunuz tatilde.., bugün bari germeyelim.., "İsterse entipüften olsun, ama siyaset dışı olsun" dedik...

Hani "nasıl başlarsan öyle gider" derler ya, hiç siyaset bulaştırmadan başlarsak, çiçek böcek yazılarıyla devam ederiz dedik.

O yüzden Suriye'nin özgürleşmesinden.., ABD ve onlara vekalet eden PKKYPG, DEAŞ gibi terör örgütlerinin, Baasçı Nusayri Esed, Rusya ve İran'ın kaybettiğinden.., Ve bölgede tüm bu unsurlarla mücadele eden Türkiye'nin kazanmasından.., dolayısıyla Türkiye'nin bölgesel bir güç, küresel bir aktör olduğu hakikatinden söz etmeye hiç gerek yok!..

Bütün bu gelişmelerden rahatsız olan CHP'yi konuşmayalım ki, siyasi bir yazı olmasın. Tamam,

Esed'in kaçması, Baas'ın yıkılması CHP'ye çok dokunmuş olabilir. Yas tutuyor, histeri nöbetleri geçiriyor olabilirler. Ama biz o konulara hiç girmeyeceğiz.

"Bizde demokrasi yok, tek adam rejimi var" diyen, vakti zamanında tek partili rejiminin biricik partisi olan CHP'nin Suriye'ye çağdaşlık, laiklik ve (aynı ABD gibi) demokrasi ihraç etmek istediğinden söz ederek yazıya siyaset bulaştırmaya gerek yok.