Tek bir nokta, bölge ya da şehir değil. Siyonist katil sürüsü Tahran'ı, Tebriz'i, İsfahan'ı, Loristan'ı, Kirmanşah'ı vurdu. Çok geniş bir alanda operasyon yaptı.

İsrail 200 savaş jetiyle (F-35, F-15 ve F-16) İran'a saldırdı.

Farklı bölgelerdeki nükleer tesisleri vurdu. 6 nükleer bilim insanını öldürdü.

Başta Genelkurmay Başkanı ve Devrim Muhafızları Genel Komutanı olmak üzere birçok üst düzey askeri yetkili hayatını kaybetti. Katil İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırılarda çok sayıda sivil de hayatını kaybetti.

Saldırıda İHA'lar da vardı. Onca İHA nereden gelip, nasıl bu kadar geniş bölgeye ulaştı.., akıl alır gibi değil. (Mossad'ın İran'da "kamikaze İHA üssü kurduğu" iddiası doğru olabilir mi!)

İran hava sahası kevgire dönmüş. Göstere göstere İran'a giren ve her tarafı bombalayan o "200 savaş uçağı" hiçbir karşılık görmeden, kayıpsız dönüyor.

İran'ın istihbaratı da kevgire dönmüş. Katil İsrail Haniye'yi Tahran'ın göbeğinde hükümetin kalbindeki bir binada nokta atışıyla şehit etmişti.

İsrail, sığınakta toplantı halindeki generallerin yerini tespit edip vuruyor, farklı bölgelerdeki nükleer tesisleri eliyle koymuş gibi tek tek vuruyor. İsrail'in daha nereyi vurması gerekiyor,

İran askeri, emniyet birimleri, istihbaratı ne iş yapıyor.. Mossad'a mı çalışıyor!

Ve İran diyor ki, "çok ağır bedel ödeteceğiz!.."

İyi de kime..

Nükleer müzakereler bir oyalama taktiğiydi. ABD görevini yaptı.

Anlaşılan o ki, katil İsrail hazırlığını çok önceden yapmış.

İsrail Gazze'de soykırıma devam ederken İran'a da saldırdı. Tüm dünya Madleen'i konuşurken, Refah'a on binler yürürken gündem değişti, dünya kamuoyu küresel bir krizi konuşmaya başladı.