Bir BM daha geldi geçti. Hiç abartmadan söylüyorum, son BM toplantısına damgayı yine Erdoğan vurdu.
Tüm dünya Erdoğan'ın BM'de kürsüden yaptığı konuşmaya, Trump'la yaptığı görüşmeye ve sonuçlarına kilitlendi.
Erdoğan'ın bir dünya lideri, Türkiye'nin bölgesel güç ve küresel bir aktör olduğu tekrar tescillenmiş oldu.
Katil sürüsüne, Netanyahu'ya tokat gibi sözler söyledi Erdoğan.
BM'de en yüksek perdeden yine insanlığın vicdanına seslendi. Gazze'de yaşanan soykırımı yine dünya kamuoyuna taşıdı, yine "daha adil bir dünya mümkündür", "dünya 5'ten büyüktür" dedi Başkan Erdoğan. "Katile katil", "soykırımcıya soykırımcı" dedi.
***"Hadi sıkıyorsa git BM'de Gazze'yi konuş.., katliam var soykırım var de bakalım" diyordu muhalif siyasetçilerimiz.
"Gazze", "Filistin", "İslam-Dava" gibi mevzulara dair zerre kadar hassasiyet taşımayan, İslam'la işi olmayan, ve hatta homo-laikus ilkelliği ile Müslüman düşmanlığı yapan içimizdeki zırtapozlar, hiç utanmışlar mıdır acaba..
Sanmıyorum.
Sadece katil Netanyahu değil, muhalifliği çamurluk ve paçozluktan ibaret Babıali kaşalotlarımız da rahatsız oldu.
En çok da; "tarafsız", "ultra-laik", "aydınlanmacı", "heykelci", "rakıcı" ve de 'tarafsız' CHP'li köşe yazarlarına çok koydu! Özellikle de Erdoğan'a "asrın liderimiz" diyerek maytap geçtiğini sanan çapsızlara.