Katil, Beyaz Saray'a Türkiye'yi şikayete gitti. Bir mabad korkusu var tabii!.. (Geçmişe, tarihe bakarsak, gayet doğal.)

"Suriye'nin, Türkiye de dahil kimse tarafından İsrail'e saldırı için bir üs olarak kullanılmasını istemiyoruz" dedi soykırımcı katil Netanyahu. Yani diyor ki, "abi söyle şunlara bize saldırmasınlar, soykırımı engelleyecek bir hamle yapmasınlar."

Lakin Trump, Netanyahu'ya başka bir hikaye anlattı;

Özetle;

-Türkiye, Suriye'de kimsenin yapamadığını yaptı.

-Erdoğan çok güçlü ve zeki bir adam. (Suriye'de) Başka kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Hakkını vermek lazım.

-Erdoğan ile çok iyi ilişkilerim var. Beni seviyor ben de onu seviyorum. İki bin yıldır kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı. Suriye'yi aldığı için onu tebrik ettim.

Ve en net mesajı da şuydu;

"Onunla yaşayacağınız herhangi bir sorunu ben çözebilirim, arabulucu olabilirim. Ancak makul olmanız şartıyla!.."

Katil Netanyahu Oval Ofis'te hayal kırıklığına uğradı. Trump'ın Türkiye'ye gözdağı vermesini bekliyordu,

Lakin Erdoğan güzellemesiyle karşılaştı. Erdoğan'ın gücünden, askeri dehasından, zekasından söz etti. "Onu seviyorum" dedi. Biraz da mübalağa etti sarı saçlım mavi gözlüm!

Oval Ofis'te Türkiye'ye ayar çekilmesini bekliyordu, kontrpiyede kaldı cani herif.

Hatta Trump onu uyardı; "Arabulucu olabilirim, ancak makul olman şartıyla!.."