DEM'in taktiğidir. Kandil talimatıyla, terör örgütü üyeliğinden tutuklanması muhtemel kişileri milletvekili ve belediye başkan adayı yapar. Ardından o kişilerin PKK iltisaklı olduğu ortaya çıkar, vekillik düşürülür, belediye başkanıysa yerine kayyım atanır. Sonra "mağdur!" olunur, ve teröristler hep bir ağızdan 'nerde bu demokratik siyaset' diye bağırır.
CHP de "DEM" taktiği uyguluyor!..
"Değiştik" demekle olmuyor arkadaş.
CHP'nin değişmez ortağıdır DEM. (Değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez!)
CHP'nin halefi de selefi de aynı. PKK FETÖ fark etmiyor, terör örgütleri arasında ayrımcılık yapmıyorlar üstelik. Sorgusuz sualsiz alayına siper oluyorlar... PKKKCK'nın faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı CHP'li belediye başkanı Özer.
Temmuz 2023'te Diyarbakır Cezaevi'nde yatan bir PKK'lıdan ele geçirilen dokümanlarda ismi geçtiği için hakkında soruşturma başlıyor. İkametinden dolayı dosya İstanbul'a Temmuz 2024'te geliyor. 694 kez PKK'lı teröristlerle, 14 kez de kırmızı bültenle aranan Kongra-Gel eş başkanı Remzi Kartal ile irtibat kurmuş vesaire...
Yahu yazı, haber bültenine benzedi. Tüm detaylar basında yer aldı, okuyun efendim.
Gelelim CHP'nin tepkisine.
Janjanlı anlatımla 'Kent uzlaşısı' diye yutturmaya çalıştıkları 'Kandil İttifakı' savunma refleksi göstermiştir.
Yeni bi'şey değil aslında. DEM'li belediyelere kayyım atamalarına da tepki gösterirdi CHP. DEM'li belediyelerin devletin imkanlarını PKK'nın hizmetine sunması CHP'yi asla rahatsız etmedi.
Yetersiz Genel Başkan çağrı yaptı. CHP teşkilatını sokağa dökmeye çalıştı. Kifayetsizliği ayyuka çıkan ve CHP kurmayları tarafından üstü çizilen EKO için bir fırsat doğdu. O da sıranın kendisine gelmesi için yırtınıyordu. Mağdur olur da, tekrar yıldızı parlar hevesiyle meydana çıktı.
Özgür Özel, soruşturmayı sürdüren başsavcı için "Akın Gürlek, savcı değildir. Akın Gürlek, hukukçu değildir. Akın Gürlek, adalet katledilsin diye adliye adliye gezdirilen bir cellattır." diyerek hakaret etti, tehdit etti.