İçerden çıkınca içinden geçecekmiş!

Duayen postalcılardan biridir Fatih Altaylı. Post-modern yazılarından birinde ("Yeni vatandaşlık görevim") şöyle diyordu;
"Bundan böyle kılık kıyafet kanununa aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim."
O dönem Nazi subaylarından bile daha yetkiliydi. Asıp kesiyordu, 'vatandaşı kolundan tuttuğu gibi karakola götürebilecek' kadar yetkili bir "gestapo"ydu adeta!..
O şimdi içeride. Cumhurbaşkanına hakaret ve tehditten 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Ceza onanır mı, burdan yırtar mı orasını bilmem.
Ama şunu derim;
Ulan kimin neyin içinden geçiyorsun, ülkede gestapoluk mu kaldı bre gafil 4 değil, 44 yıl yatsa bu ülkeye yaptığı kötülüklerin bedeli olmaz.
İçeriden gözdağı vermiş;
"Dışarıya çıktığımda iş dünyasının içinden geçeceğim. Türk burjuvazisi filan deniyor, burjuva filan değiller. Üstü bakırla kaplanmış kasaba esnafı hepsi. Onların yanında, asıl üst sınıfı toplumun geride kalan çoğunluğu oluşturuyor..."
Vay arkadaş!.. Herif içeride komünist olmuş ya la!.. (Türk burjuvazisi çakmaymış. Asıl üst sınıf toplumun geride kalan çoğunluğuymuş!..)
Dışarıya çıktığında, işte o iş dünyasının içinden geçecekmiş.
Neden..
Altaylı için sesini yükseltmemiş, ona sahip çıkmamış iş dünyası. TÜSİAD neyin de darbe çağrısı yapmamış he mi..
Ee vakti zamanında Altaylı tipi gazeteciler faşizan statükonun vesayet odaklarıyla çalışır, yerleşik sermayeden beslenir, oligarkların bekçiliğini yapardı. "O kadar yırtındık, o kadar postal yaladık, eski günlerin hatırı yok mu" diyor.
Yok artık o eski Türkiye.
Erdoğan hepinizin içinden geçti.