Bütün veriler ikinci kez seçileceğini gösteriyordu. Trump'ın başkanlığı ne kadar büyük bir tehdit gibi algılandıysa demek ki seçimden önce, miting alanında işini bitirmek istediler, ama olmadı. Farkında olmadan kafasını hafifçe çevirmesiyle sadece kulağından yaralanarak kurtuldu. Mermi, birkaç santimle ıskalamıştı. Bazı andavalların dediği gibi gözdağı falan değildi.
Tabii ki saldırgan yalnız kurt muydu, bir örgüt üyesi miydi, istihbarat bağlantısı var mıydı bilinemedi. Bilinemeyecektir de!..
Olmadı ve madem Trump 20 Ocak'ta o koltuğa oturacak, patronun kim olduğunu hatırlatmak gerekiyordu.
Derken yılbaşında New Orleans'ta Şemseddin Cabbar adında bir Arap-Amerikan saldırgan kamyonetle kalabalığa daldı, 15 kişi öldü, onlarca kişiyi yaraladı. Şemseddin de öldürüldü elbette.
Bi'şey söylemesine gerek de yoktu zaten. Ele geçirilen bayrakla, simgelerle, yazışmalarla saldırganın DEAŞ terör örgütü sempatizanı olduğu ortaya çıktı!..
Yetmezdi!..
Daha iyi anlaşılması, gerekiyordu. Saatler sonra bir Tesla kamyonet Trump'ın otelinin önünde patlatıldı. Aracın içindeki 'özel kuvvetler iletişim uzmanı' ABD'li bir askerdi.
DEAŞ'lı teröristin katliamından saatler sonra Trump'ın otelinin önünde patlama!
Adrese teslim mesaj!..
Trump daha koltuğu oturmadan 'Suriye'de anahtar ülke Türkiye'dir' demiş.
Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi yıkılmış. Türkiye'ye yakın bir yönetim gelmiş.
Putin Suriye'deki yeni yönetime olumlu mesajlar vermiş.
Irak'ta ABD'ye vekalet eden terör örgütü PKKYPG'nin üzerine kilit kapatılmış.
PKKYPG Suriye'de de kıpırdayamaz hale gelmiş. Irak'ta Suriye'de dengeler değişmiş.