Eko'ya bakınca Atatürk'ü gören!

Eko, "bana bakan Atatürk'ü görür" dediğinde bağımsız tarafsız aydınlanmacı CHP medyasından bir yorum beklerdik. Ya da bir köşe yazısı falan!.. Tık yok... Bi' Atena Gökhan vardı, Eko'ya bakıp "ikinci Atatürk"ü görürdü, ama o da apolitik olmuş. (Nezle gibin bi'şey herhalde!..)

Kaydıraklı İbn-i Bidoni hazretlerinden bir yorum beklerdik mesela.

Öyle ya en çok "Atatürk" kitabı yazan asrın gazetecimiz yazarımız. Kitaplarında onca tasvir var.

Bir kitabında Atatürk'ün "kuru fasulyeye bayıldığını" ve "leblebiyi havaya atarak yemeye çalıştığını" yazdı. Vakti zamanında tanesini 2 bin beş yüz liradan çaktığı Mustafa Kemal adlı kitabında; "Atatürk son yıllarda Ray-Ban güneş gözlüğü kullanırdı" ifadesi yer alıyor. Onca betimleme, onca teferruat var kitaplarında.

Yani birine bakıp Atatürk'ü görebilecek imkan ve kabiliyetini en çok haiz olan kişi asrın yazarımızdır.

İlk önce onun görmesi lazımdı, ama ses yok. (Eko bir Ray-Ban gözlük taksa mıydı acaba!)

Peki biz, ortalama vatandaşlar olarak Eko'ya bakınca ne görüyoruz..

"Basitlik" görüyoruz,

"Antrikot-Musakka" görüyoruz,

"Yolda kalmış ya da yanmış İETT otobüsü" görüyoruz,

"İngiliz Büyükelçi" görüyoruz,

"Tatilin yakıştığı birini" görüyoruz,

"Vaatlerini yerine getirmeyen, yetişmeyeceğini bildiği projeye; 'yetişmezdi zaten' deyip hiç başlamayan, bazı projelerini de hiç hatırlamayan birini" görüyoruz.