Suriye'de yaşananlar bir kez daha şunu göstermiştir.
Emperyalistlerin bizzat işgal ederek ya da vesayetçiler vasıtasıyla terör tarlasına çevirdiği her coğrafyada büyük acılar katliamlar yaşanır.
Çekip gittiklerinde, geride kan ve gözyaşı bırakırlar.
Suriye'de 1 milyondan fazla insan katledildi, nüfusunun 3'te biri yurdunu terketmek zorunda kaldı.
Sebebi Baasçı cani Esed, Rusya, İran, ABD ve onlara vekalet eden PKKYPG, DEAŞ gibi terör örgütleri.
Sonunda hepsi kaybetti. Suriye özgürleşti.
Ve tabii ki bölgede tüm bu unsurlarla mücadele eden Türkiye kazandı.
Bütün bunların, Erdoğan'ın iç cepheyi güçlendirme vurgusu, Bahçeli'nin terörü bitirme adına ezberleri bozan çağrılarından sonra gerçekleşmesi tarihi bir fırsat doğurdu.
Trump daha koltuğu oturmadan 'ben karışmam, anahtar Türkiye'dir' dedi.
Putin Suriye'deki yeni yönetime olumlu mesajlar veriyor.
Irak'ta terör örgütü PKKYPG'nin üzerine kilit kapatıldı.
Örgüt Suriye'de de kıpırdayamaz hale geldi.
Suriye'de işgal ettikleri yerlerden geri çekiliyorlar. Gidecek yerleri de kalmadı.
Terör örgütü PKKYPG'nin (ABD'nin SDG'si) sözde lideri Mazlum Abdi; "sınır güvenliği sorumluluğunu Şam'daki yeni yetkililere devretmeye 'prensipte' hazır olduğunu söyledi.
Velhasıl Kandil'in terör baronlarının tezgahı bozuldu.
Katil milisleri bölgeden kaçan etkisiz eleman haline gelmiş olan İran ise hala Suriye'de boş atıp dolu tutmaya çalışıyor. (Katil İsrail'i tarumar ettikleri gibi!)
İşte tam da bu sırada (önceki gün) DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan İmralı'ya, terörist başı Öcalan ile görüşmeye gitti.
DEM Parti kaynakları görüşme dair açıklamayı paylaştı. Uzuncaydı, en dikkat çekici bölümünü şuydu;