Eko'nun babası, beddua ediyor;

"Bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye uğraşsın ve iyileşemesin."

Nice beddualar duyduk ama ömrü hayatımızda bu kadar "orjinal" bir beddua duymadık!

Hani 'gün yüzü görmemiş' derler ya, işte o cinsten...

Yani iyileşmek için kendi çocuğunu öldürüp, onun ciğerini yiyecek kadar gaddar, sapık ve yamyam bir cani olacaksın. Ama yine de kurtulamayacaksın!

Ne kadar iğrenç değil mi

Böyle bir bedduadan kimse çekinmez, korkmaz. Beddualanet döner dolaşır sonunda sahibini bulur.

FETÖ elebaşının "evlerine ateşler salsın", "birlikleri bozulsun, dağılsın, sinelerinde bilmem ne olsun..," dedikten sonra FETÖ'cülerin paramparça oldukları gibi.

Lakin böyle "çocuk katilli", "yamyamlı" bir beddua hangi sapık inanca, hangi kabileye ait merak ediyor insan. Zira Eko'nun babasının ağzından spontane çıkmıyor o laflar.

Eko da böyle bir ailede yetişmiş. Ülkeyi yönetmeye talip! Hafazanallah...

Baba İmamoğlu; "haktan hukuktan", "zalımlıktan" söz ediyor utanmadan.

Milletin çoluğu çocuğu o üniversiteyi kazanabilmek için yıllarca ders çalışıyor. Gece gündüz emek veriyor. Aileler maddi manevi destek veriyor. İmkanı olmayan ebeveynler dişinden tırnağından artırıyor.