CHP'nin kurtuluş savaşı!..

İBB işgal altındaydı.

Otobüsler yanmış, metro ve metrobüsler aksamış, İSPARK'lar lağvedilmişti.

Kreşler boşaltılmıştı, kent lokantalarında millet et bulamıyordu.

İBB ordusu lağvedilmişti. "Danışmanlar, müdürler, reklamcılar, işadamları, çantacılar, bantçılar, sıvacılar, kasalar.., tutuklandı.

İBB kuruluşları ve iştirakleri tazyik altındaydılar.

Bazı müdürler itirafçı oldu. Hain itirafçıların sayısı günbegün arttı. Tek tek anlatmaya başladılar;

Villalar, milyarlarca liralık banka transferleri, dekontlar, inşaatlar, para kuleleri, rüşvet, şantaj, kum, çakıl, asfalt.., ne var ne yoksa İBB'nin gizli bilgilerini ifşa ettiler.

Savcılar hakimler mahkemeler her taraftan kıskaca almıştı İBB'yi.

Hukukun tanımasını, kanunlara uyulmasını istiyorlardı. Adaleti hakkaniyeti dayatıyorlardı resmen.

Bunun üzerine Özgür Paşa kurtuluş savaşını başlatmaya karar verdi.

Önce Saraçhane'de topladı ahaliyi. Yediler içtiler, cami duvarına işediler ve mücadele ruhunu canlı tutmak için taş atıp bol bol zıpladılar.

Daha sonra Galata'dan yüzen tenis kortuna bindi. Yüzen tenis kortu bakımsızdı. Binbir zorlukla Beykoz'a geldi ve Beykoz Kongresi'yle milli mücadeleyi başlattı. Ardından Bebek ve Emirgan kongrelerini topladı.

Kongreler 5 yıldızlı otellerde yapıldı. Düşman görmesin diye kameralar bantlandı. Mevzilere jammerlar yerleştirildi.

Ardından yine mitingler yaptı Özgür Paşa. Mitinglerde "asarım keserim, tepemin tasını attırmayın darmadağın ederim" diyerek düşmana korku saldı.

Ama yetmezdi. CHP'nin verdiği kurtuluş savaşı için "dış güçlere" de ihtiyaç vardı. Onlardan da yardım istedi. Hatta en güvendiği İngiliz'e "terkedilmiş hissediyoruz" diyerek sitem etti.