Hakkında 'ahmak davası' açıldı. 4 yılın sonunda bütün cilası dökülen Eko bunu fırsat bildi.

Yuvarlak masanın adayı olmak için yanıp tutuşuyordu.

Tekrar şişirilmesi parlatılması için tüm şartlar oluşmuştu.

'Ahmak davası' nimet nimetti!.. "Mağdur ediliyorum" diyerek ağlamaya başladı. 'Bay Kemal olmasın da kim olursa olsun' kafasındaki Meral ablasının da kendisini destekleyeceğini biliyordu.

Nitekim dava sonrası Saraçhane'de şov yapıldı, mesaj verildi. Meral ablası "yeni başlıyoruz" diyerek adayını ilan etmişti...

O sırada Bay Kemal neredeydi peki

Almanya'da!..

Aday olacağını Avrupalı dostlarına anlatıyor, "merak etmeyin, ben Kemal geliyorum" faaliyetlerini sürdürüyordu. Danışmanı Jeremy Rifkin de yanındaydı. (Rifkin 'çevirimiçi' değildi, bizzat Bay Kemal'e refakat ediyordu.)

Operasyonu duyar duymaz apar topar Türkiye'ye döndü. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Geride "'Merhaba cumhurbaşkanım', 'merhaba yardımcılarım', 'Aramızda kalsın kazanıyoruz'...," komedyası kaldı hafızalarda.

Eko ikinci kez hançeri eline aldı ve bu sefer Bay Kemal'i özel bir delege operasyonu ile ekarte edip yerine düşük profilli Özgür Özel'i zoom'ladı. Mansur Yavaş ise ortadan kayboldu, çorba-konser işlerine geri döndü.

İntikam soğuk yenen bir yemekti.

Bay Kemal sırasını bekledi. 'Mağdur olma' sırası ona gelmişti! Davadan önce 'Safları sıklaştırın' çağrısı yaptı Bay Kemal.