CHP ne yapıyor" diye bir bakın. (Heykel açılışı dışında tabii)
Seçim var, ya yok hiç farketmiyor. CHP'nin işi cumhurbaşkanı adayını belirlemek!
Kavga gürültü laf çakma gırla devam ediyor.
Güya çaktırmıyorlar da. Hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya çalışmalarını izlemek çok keyifli. Önceki seçimlerde "adayınız kim olacak" diye sorulduğunda; 'kazanacak aday' diyorlardı. Sokakta gezen bir sürü kazanacak aday vardı. Birini alıp aday yapacaklardı! Gördüler kazanacak adayı!
Bu sefer durum daha da karışık.
Eko adaymış gibi ortalıkta geziyor, ama CHP teşkilatı ondan hazzetmiyor.
Özgür Özel Genel Başkan ama hiçbir ağırlığı yok, kimse onu iplemiyor. Eko ne derse onu yapıyor. Eli mecbur...
Mansur Yavaş da parti tarafından hazmedilmiş biri değil. Çünkü hala çakma CHP'li olarak görülüyor. Ama her şeye rağmen, 'en başarılı benim, adaylık benim hakkım' edasıyla derinden ve sessiz ilerliyor. ("Anketlerde birinci çıkıyorum" diyerek de kendini hatırlatıyor.)
Bay Kemal ise elinde hançer, intikam ateşiyle yanıp tutuşuyor. Fırsat kolluyor.
'Kavga gürültü güm pat çat..,' derken eninde sonunda bir aday çıkacaktır elbette. Lakin boşuna ümitlenmeyin, hiçbirinden lider olmaz.
Hamzaçebi şaibeli kurultayı gündeme getirdi, ağzını açan oldu mu İçerde ne fırıldaklar döndüğünü herkes biliyor.
Onca 'değişim değişkendir, değişmeyen şey değişimdir...' edebiyatı yapan filozof Eko, bir önceki seçim de dahil 'evet ben adayım' diyebildi mi
"Aday olmayacaksınız anlamına mı geliyor" denince "yok öyle bi'şey, gün ola harman ola . O zamana kadar kim kala" diyen Mansur Yavaş da aynı şeyi yapıyor.
Aynı soruyu evirip çevirip yine sordular.
"Evet, cevap veriyorum. Sonuna kadar emeklilerimiz ve asgari ücretlilerin yanında olacağız" diyor. 'Aday adayıyım' demekten bile çekiniyor. (Halbuki son seçimde Eko ile birlikte cumhurbaşkanı yardımcısı olmuştu. Aralarında kalmıştı!..)