Biz bu filmi üçüncü kez seyrediyoruz...

Baykal 'çarşaf açılımıyla' başlamıştı. Çarşaflı başörtülü kadınlara CHP rozeti takmıştı. CHP içerisinde "laikliğe aykırı" deyip isyan çıkaranlar kızılca kıyamet koparmışlardı. Baykal da; "üye yaptığım çarşaflı kadınların hepsinin evinde Atatürk resmi var" deyip kendini savundu. Ama işe yaramamıştı. Bünye kaldıramazdı. Nitekim Mersin'de 100 CHP'li kadın, "çarşaf yırtma" ritüeli gerçekleştirip cumhuriyete sahip çıktı!..

Özdemir Asaf, "yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz" demişti şiirinde...

CHP'de çarşaf olmaz, olsa CHP olmaz!...

Sonra erken Bay Kemal dönemi başladı. O da 'yeni CHP' sloganıyla giriş yaptı. CHP herkesi kucaklayacaktı, herkesle barışacaktı.

Sakin güçtü, Gandi Kemal'di, çok demokrattı. Darbecilerin tankını görürse önce o çıkacaktı karşısına. Tank karşısına çıktı, ama o arkasından sıvıştı.

CHP klasiğidir, "en Müslüman biziz" propagandası başladı CHP'de. Bay Kemal'in dindar olduğunu öğrendik. Peygamber sülalesinden geliyordu. Hatta hafız olduğunu iddia eden vardı. Yıllar içerisinde çok yol kat etti.

Öyle bir yere geldi ki, sonunda "başörtüsüne kanuni güvence teklifi getireceğim" diyerek Türkan Saylan'ı mezarında ters döndürdü.

Hızını alamadı 'helalleşeceğiz' dedi... Saadetçilerin 'mücahit Kemal'i oldu...

Ama yine olmadı...

CHP'de mücahit olmaz, olsa CHP olmaz!..

Derken Özgür Özel dönemine geçildi.

Aynı filmin devamı; CHP (3)

Toplumla barışacaklar. Çünkü onlar değişti, dönüştü.., artık onlar, bildiğimiz onlar değil!