Evvela şunu aklınızdan çıkarmayın;
"Suç örgütü yöneticisi olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı Eko. Ülke tarihinin en büyük "yolsuzluk" soruşturmasıyla karşı karşıyayız.
Ve sen telefon görüşmesi dahi yapması yasak olan bu tutuklunun kamuda propagandasını-reklamını yapacaksın öyle mi..
Savcı bu sebeple Eko'nun fotoğraf, video ve ses içeren içeriklerinin metro, metrobüs, otobüs ve vapurlarda kullanılmasını yasakladı.
Ne diyor Özgür Özel;
"Tepemin tasını attırmasın, giderim odasının kapısına, asarım Ekrem Bey'in resmini."
Hadi koçum elini tutan yok.. Git Eko'nun resmini savcının kapısına as. Hadi git as, yiyorsa maçan!
Diğer taraftan İBB Başkanvekili Nuri Aslan adliyenin güvenlik görevlilerini tehdit ediyor, adliye koridorlarında naralar atıyor;
"Benim deli damarımı attırmayın. Yakarım bak ortalığı!.."
Bu ne şiddet bu celal yahu! Bunlar siyasetçi mi yoksa şehir eşkıyası mı..
Özel Dayı "tepemin tasını attırmayın" diyor. Nuri Dayı da "deli damarımı attırmayın" diyor.
Birinin tepesi, diğerinin damarı..,
Bir taraflarının "attırılması" için bahane arıyor gibiler.
Karagöz Hacivat oyunlarında bir Tuzsuz Deli Bekir vardı. Hani "anamı kesen ben, babamı kesen ben, hieeeeyt var mı ulan bana yan bakan!.." diyerek nara atardı.