'Bidon'a 'büdön' mü derler!..

Şimdiki nesil bilmez. (Yaş ilerledikçe bunu söylemek de hiç hoş olmuyor ama..,)

Eskiden evlerde beyaz plastik su bidonları vardı. İki yanda taşıma kulpu, alt tarafında pirinç bir kelebek musluğu olan bidonlar. Su depolamak için her eve lazımdı. Çünkü sular belli saatlerde gelirdi. Suların bazen tüm gün akmadığı da olurdu. Banyo küvetini dolduranlar vardı. Gece cami önündeki çeşmelerde kuyruklar oluşurdu.

İstanbul'un kıyısından köşesinden değil, Kadıköy/Erenköy/Suadiye'den söz ediyorum.

Bunlar Erdoğan'dan önceydi tabii. Erdoğan geldi İstanbul'da her şey değişti. Çöp dağlarının patlamasıyla insanları ölen, yazın susuzluktan çatlayan, kışın çamurla boğuşan, hava kirliliğinden dolayı nefes alamayan, 'gasilhane'de mevtasını bahşişle yıkatan İstanbullu'nun makus talihi değişti.

Bu milletin Erdoğan'ı neden çok sevdiğini anlamadığını söyleyen saman kafalılar da aslında bunları gayet iyi bilir, ama nefret gözlerini kör ettiği için itiraf edemezler.., -ki Erdoğan'ın İstanbul'a yaptığı hizmetler, Türkiye'ye her alanda yaptığı hizmetlerin devrimlerin yanında çok küçük kalır.

Neyse konuyu dağıtmayalım. Neydi efendim mevzumuz, 'bidon'!..

İzmir susuz. Bazı ilçelerde su kesintileri başlamış, bu yüzden de İzmir'de bidon satışları patlamış.

Su almak için bidonuyla 'kuyruğa' giren değil, 'su bidonu' almak için 'kuyruğa' girmiş vatandaşlar var İzmir'de.