Alçaklığın dibi!

Yapmadıkları şey değil. Defalarca şahitlik ettik ama yine de alçaklığa alışamıyor insan.

Deprem olur, henüz enkazın altında kurtarılmayı bekleyen insanlar varken siyasi rant peşinde koşmaya başlarlar. Ve bunu ahlaksızca yaparlar. Depremzedenin rengini kökenini kültürel aidiyetini kimliğini vesairesini tartışır, ayrıştırır ve ne yapar eder sonunu 'AK Parti gitsin'e getirip 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ile bağlarlar.

Selde, orman yangınlarında, yaşanan tüm felaketlerde aynısı olur...

Yangınla mücadele sürerken muhalefet meseleyi Türk Hava Kurumu'na getirir. Mevzu oradan Mustafa Kemal'e gelir. Ve sonunda bir de bakarsın ki muhalefet orman yangını ile laiklik arasında illiyet bağı kurmuş!

Afetin boyutuna göre hareket eden bir muhalefet var. Ne kadar büyük afet, o kadar alçak siyaset!..

Hiçbir ahlaki kuralı olmayan bu aşağılık siyaset tarzı Narin'in vahşice katledilmesiyle başka bir boyuta ulaştı.

Yüreğimizi yakan bu cinayetin aydınlatılması, caninin en ağır şekilde cezalandırılması, toplumsal çözülmenin onarılması, İslam'da emredildiği gibi yeryüzünün en kıymetlisi olan insanın Eşref-i Mahlukatın hayatının muhafaza edilmesi gibi mevzuların tartışılması gerekirken..,

"Doğu'daki" diye cümleye başlayan müptezeller, "Etnik köken" diyerek hönkürenler, "seçmen profili" referansıyla nefret saçanlar çıktı karşımıza.

Cinayet ile Kuran ve namaz arasında bağ kurup İslam'a kin kusan yaratıklar da vardı.

Nesebi gayrı sahih bir kısım medya "İşte gericiliğin sonu" diyerek manşetten böğürdü.

Güya bunlar muhalefet yapıyorlar öyle mi..

Batılı, çağdaş, gelişmiş, aydınlanmacı, ultra laik, materyalist, pozitivist.., ya da bilmem ne toplumlarda kadın-çocuk cinayetleri, istismar, taciz-tecavüz vakaları dünyadaki sıralamalarına hiç bakmışlar mı..

Tamam Müslüman sevmiyorsunuz ve de muhalif olmak zorundasınız, iyi de bu kadar alçaklığa gerek var mı!