Fenerbahçe dün akşam Sebastian Szymanski, Dusan Tadiç, Çağlar Soyöncü gibi önemli futbolcularını dışarda bırakarak sahaya çıktı Bodrumspor maçına. Oysa kart cezalısı değillerse ve sakatlık sorunları yoksa adı geçen futbolcuların yer aldığı onbirlerle her maçına başladı sarı lacivertliler bu sezon Jose Mourinho yönetiminde. Keza, Göztepe maçından haftalar sonra ilk kez Yusuf en Nesyri ile Edin Dzrko'yu birlikte sahaya sürdü Portekizli teknik direktör.
Haberin DevamıDolayısıyla, sol önde Allan saint Maximin, sağ önde de İrfan Can Kahveci yer alınca ofansif yönü hayli kuvvetli bir onbir buldu karşısında İsmet Tsşdemir'in öğrencileri.
Doğal olarak her yönden ve açıdan hakemin ilk düdüğüyle birlikte üstünlük kurdu Fenerbahçe rakibine. Ama bu bariz üstünlüğü skora yansıtamadı sarı lacivertliler. Bunun ana nedenlerinden biri Maximin'in takım aidiyetiyle oynamamasıydı bence. Fransız oyuncu takımdan ayrıymış, tek başınaymış gibi düşünüyor ve oynuyor. Tamam, ben de dahil adam eksiltme yeteneğine kimse bir şey diyemez. İyi de çalım atmanın, topu saklamanın bir amacı ve kabul edilebilir bir nedeni vardır. Pas opsiyonun varken pas vermiyorsan, müsait arkadaşını tam zamanında topla buluşturmuyorsan ve sırf bu yüzden de arkadaşlarını oyundan düşürüp, rakip defasın yerleşmesine sebep oluyorsan attığın gereksiz çalımların bir önemi olmazki.
Haberin DevamıFutbol basit bir oyundur. Basit oynamazsan, futbolun gerektirdiği disiplin ve ciddiyeti yadsırsan gani gani yeteneğin olsa da sadece takımına zarar verirsin, faydalı olamazsın ve futboldan azbiraz anlayanların nezdinde antipatik olursun. Doğrusu, Mourinho kariyerindeki bir teknik direktöre rağmen Maximin nasıl aylardır bu anlayışla oynar, anlamış değilim.