İnsanın boy bir aynası olmalı

İnsanı kendine hayran bırakan harika bir Boğaz manzarası. Nezih bir ortam ve elit bir topluluk.
Payitaht İstanbul'un en seçkin mekanlarından Taksim AKM'de ihtişamlı bir restorant. İşletmecisini, müdürünü, çalışanları ve bütün ekibi yürekten kutluyorum.

Düşünün… Bir tek kuş sütünün yer almadığı sultanlara layık mükellef bir sofra.

Etrafınızda size değerli olduğunuzu hissettiren gastronomi bilgisine haiz, görgülü, titiz, dikkatli, müşteri memnuniyeti - hizmette kusur etmemek adına etrafınızda arı gibi dolaşan ve o akşam en az 7 bin kalori yakan güler yüzlü garsonlar.

Peki; bunca izzet, ihsan ve ikram kime ve niçin Ayrıca bu değirmenin suyu nereden geliyor

Tabii ki; TMOK'un yeni başkanı Ahmet Gülüm'ün seçim aşamasında ''Birbirimize daha yakın olalım.

Tanışalım, görüşelim ve birbirimizin varlığından güç alarak TMOK'u daha güzel yarınlara taşıyalım'' vaadiyle verdiği söz gereği organize ettiği ''üyelerle tanışma yemeği''ydi bu güzelliğin sebebi.

Geceyi ''dün'' ve ''bugün farkı'' diye özetleyip, karşılama, ağırlama ve uğurlama anlamında değerlendirirsek tek kelimeyle kusursuzdu. Amacına da ulaştı, diye düşünüyorum.

Alkışlar Ahmet Gülüm'e

Ev sahibi olarak misafirleri kapıda karşılayan, aynı nezaket içinde güler yüzle uğurlayan, yemek boyunca her biriyle ilgilenen, eleştirilere açık, ''İstişarenin önemini'' bilen, üyelerle arasında duvar örmeyen aksine kolay iletişime geçen çözüm odaklı TMOK ailesin her bir ferdi ile güçlü bağ kuran alışık olmadığımız genç ve dinamik yeni bir başkan profili.

Doğrusu; olimpiyatların temel ilkesi ''Daha hızlı, daha yüksek ve daha güçlü' mükemmele ulaşmak hedefiyle sürekli yarış ortamındaki rekabetin gücü, kıymeti ve güzelliği adına Başkan Ahmet Gülüm'ü samimiyeti ve tevazusu için yürekten alkışladım.

Daha iyisi gelirse onu da alkışlar mıyım, elbette alkışlarım.
Ancak çıtayı hayli yükseltti Gülüm. Diyeceğim o ki; bir çiçekle bahar gelmez o güzel birliktelik devam etmeli.

Hatada ısrar etmeyen erdem

Gelelim esasa… Malum, spor dünyasında günün değişen şartları ve olimpizm alanında TMOK'u daha güçlü yarınlara hazırlamak adına bir tüzük taslağı hazırlandı ve bu da üyelerle paylaşıldı.

O taslağı genelde olumlu bulmama rağmen ''İnsanlık onurunu hiçe sayan 60 ve 65 yaşla ilgili maddesi''nden dolayı en başta en katı muhalefeti yapan ve bu uğurda makale kaleme alan, ayrıca inandığı doğrulardan taviz vermeyen kişi olarak, yemeğe gidip gitmeme konusunda tereddütteydim. Hatta başkan yardımcısı sevgili dostum Yunus Akgül'e ve güreşin içinden gelen Mehmet Özal'a da ''Böyle bir taslağı olimpiyatı yerinde yaşamış spor adamları, taban birlikler ve akademik çevrelerle tartışıp olgunlaştırmadan üç kişinin inisiyatifine bırakıp, 'Ben yaptım oldu' zihniyetiyle üyelere gönderirsiniz diye de açıkçası gönül koymuştum.
O gece anladım ki; başkan da taslağın aceleye getirildiğinde hem fikir ve hatada ısrar etmeyeceğini bilakis ululararası olimpiyat komitesinin gösterdiği yolda yeni bir çalışma yapacaklarını ve öylece olağanüstü genel kurula gideceklerini bildirdi. Bu bir zik zak ya da geri adım değildir. Hatada ısrar etmeyen bu eleştirilerden güç alan anlayış yönetimi daha da güçlendirir. TMOK'un geleceği adına bu beni çok memnun etti. Sonuçta insanın bir boy aynası olmalı ki; doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini ayırabilsin.