Türkiye köklerine döndükçe merkez ülke oluyor

"Türkiye merkez ülke oldu" demiştik ya hani şu Antalya Diplomasi Formu öncesi ve sonrasındaki baş döndüren uluslararası trafik yaşanırken.Türkiye'nin merkez ülke olduğunun bir göstergesi de elbette Dolmabahçe masasıdır. Rusya ve Ukrayna heyetlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın riyasetinde aynı masaya oturması ve "anlaşma zemini"ne bir adım daha yaklaşılması Türkiye'nin merkez ülke olduğunu bir kez daha ispatıdır. Dahası, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bugün yarın Putin ve Zelenski'yi arayıp, önce teşekkür edeceğini ve ardından da "Artık hedefimizi sizi bir araya getirmek" diyeceğim demesi Türkiye'nin uluslararası barış konusunda nasıl bir mihenk taşı olduğunun işaretidir.Dolmabahçe'deki görüşmenin yapıldığı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Özbekistan'a gittik. Cumhurbaşkanı'mızın programının detaylarını Yeni Şafak'ta okuyorsunuz.Ben size, o ziyaretten birkaç farklı gözlemimi aktarmak istiyorum.Öncelikle, demokratikleşme ve ekonomik anlamda büyümesini yavaş ama emin adımlarla sürdüren Özbekistan'a en büyük desteğin Türkiye'den geldiğini söylemeliyim. Ve bu anlamda, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile Sayın Cumhurbaşkanı'mız arasında her geçen gün artan derin dostluğa işaret etmek isterim. Rusya'nın etkisini bilmekle birlikte, Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin artık "Kapsamlı Stratejik Ortaklık" seviyesine yükseldiğinin altını da çizmek istiyorum.Zira, İslam'ın cihan şümul olmasında büyük öneme sahip dini ve ilmi merkezler deBüyük bilim ve ilim adamlarının mekanı da bu topraklar. Buhara'dan, Semerkant'ta, Tirmiz'den Hive'ye bu topraklar İslam'ın altın çağının mihenk taşları.Buhari'den Harezmi'ye, Hayyam'dan Tirmizi'ye, İbni Sina'dan Şahı Nakşibendi'ye Ve elbet İmam Maturidi'ye ev sahipliği yapmış bu topraklar ata yurdumuzdur.Cumhurbaşkanı'mız dört yıl önceki geldiğinde Semerkant ve Buhara'yı ziyaret etmişti. Bu kez, 2020'de Türk Dünyası Başkenti seçilen Hive'yi.Hive'yi bugüne kadar ziyaret eden ilk devlet başkanı olan Erdoğan, buradan çok etkilendiğini, sohbetimizde şöyle anlattı: "Özbekistan'ın önemli şairlerinden Erkin Samandar, bu güzel şehri şöyle tarif eder: 'Hive bu kubbelerin, minarelerin nakışların şehridir. Raflardaki kitapların, insanlığın şehridir.' Hive'yi görünce, Hive'nin her köşesi buram buram tarih kokan sokaklarında dolaşınca, şairin bu dizelerinin ne kadar doğru ve isabetli olduğunu çok daha iyi anladık. İşte Suriçi'nde 130 medrese var, bu kadar zengin bir şehir."Doğrusu Özbekler de ziyareti çok önemsemiş olmalılar ki İçan Kale'nin kapısından girdiğimiz andan çıktığımız ana kadar, seremoni ve mizansen ile bize 13 yüzyılın ihtişamlı ilim, kültür ve sanatını gösterdiler.Türkiye köklerine döndükçe güçlenip, büyüyor. Türkiye ruhuna döndükçe, millileşiyor. Türkiye, ata yurdu ile ünsiyet kurdukça, muhataplarıyla onurlu ilişkiler kuruyor."Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı"Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Mart'ta İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un Ankara'ya gelmesinden birkaç saat önce, Meclis Ak Parti Grubu'ndaki konuşmasını İnşirah Suresi ve mealiyle bitirmişti.O sure, "Zorluklardan sonra kolaylığın geleceğini" müjdeleyen bir suredir. Ardından Herzog'u getiren uçak, Esenboğa'ya indiğinde üzerindeki Türkçe mesajları görmüştük.O ziyaretten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel dönüşü uçakta, "Duyunca bu da nereden çıktı diyeceksiniz" diyerek bir "müjde"nin ipucunu vermişti.Önceki gün, Hive'de