Miraç'da Mescid-i Aksa'da, Kurban Bayramı'nda Arafat'ta olmak

Miraç Kandili'nde nasipse Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Ali Erbaş,Mescid-i Aksa'da olacak. Haberi öğrendiğimde içimden ılık bir şey aktı.Hem çok sevindim, hem hüzünlendim. Zaten, 2015 yılının Ramazan ayına kadar gidip geldiğim, Kudüs'te hep aynı hissi yaşıyordum. Hem çok büyük bir sevinç, hem hüzün. Hem mescide kavuşmanın sevinci, hem işgalin hüznü2015'İN RAMAZAN AYINDA DEPORT EDİLDİĞİMİZ KUDÜS'E YENİDEN KAVUŞMAK İSTERİZ2015 yılının Ramazan ayında, bir geceliğine gittiğim Kudüs'ün kapısından geri çevrildim. O günden üç ay önce rahmetli Nuri Pakdil ile birlikte gittiğimiz Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı bir günlüğüne ziyaret edipCuma namazı kılıp, Aksa'nın avlusunda iftar edip Kıble Mescidi'nde Hazreti Meryem'in mihrabında teravih namazı kılıp.Gecesinde Türkiye'ye geri dönecektim. Niyetim buydu. Ama kursağımda kaldı!BAHÇESİNDE İFTAR EDİP, TERAVİH KILACAKTIK AMA OLMADIHaziran'ın sıcağında indiğimiz Tel-Aviv Ben Gurion Havaalanı'nda hiç bir sorun yaşamadan, pasaporttan geçip diğer arkadaşlarımızı beklemeye başladığımızdaHavaalanında gözaltına alındık.Ardından pasaport kontrolünün geliş bölümündeki bir küçük bekleme odasında saatlerce bekletildikten sonra, hiçbir gerekçe gösterilmeden 10 yıl süre ile deport edildik.O gün havaalanında sorgu sırasında Google çevirici ile iletişim kuran, İsrail istihbarat elemanı, bilgisayar ekranına, İbranice bir şeyler yazdı. Bilgisayar çevirisi, "Neden buraya geldin" diyordu.Cevap olarak bilgisayara ekranına Türkçe, "Ben bir Müslümanım, Ramazan ayında bir gün de olsa Aksa'da Cuma namazı kılıp, akşam avlusunda iftar edip, teravih namazımızı da kılıp geri döneceğim. Ama pasaportuma bakarsanız üç ay önce de gelmiştim. Bir gazeteci olarak buralara gelip giden biriyim" diye yazdım.Cevabımdan ikna olmamış olacak ki, "İsrail'e ilk ne zaman geldin Kimleri tanıyorsun" diye bir soru ile daha karşılaştım. Yine cevap olarak, "İlk ziyaretimi İsrail'de büyük inşaat işleri yapan bir Türk firmasının davetlisi olarak yaptığımı Hatta o ziyarette Savunma Bakanlığı binasını bile gezdiğimi" anlattıktan sonra, "Netanyahu'yu da tanırım" dedim. Karşımdaki şahıs, birden irkildi. Şaşırdı. Tuhaflaştı.Nihayet, üzerimize yapışacak hiç bir suçlama olmamasına rağmen İsrail'e 10 yıl girişimiz yasaklandı. Bir gece vakti bindirildiğimiz uçak ile İstanbul'a geri döndük.BİR PROVOKASYONA KURBAN GİTTİKTürkiye'ye döndükten sonra yaptığım araştırmada öğrendim ki tam da o günlerde Türkiye- İsrail ilişkilerinde bir ilerleme ihtimali varken, arka planda karşılıklı olarak bir takım provokasyonlar yaşanmış. O provokasyonlara misilleme olarak deport edilmişim!7 yıl olacak Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmeyeli, birkaç ay sonra tam 7 yıl olacak. Olsun. Sabırla bekleriz. Ve 7 yıldır her fırsatta şunu söylüyoruz, İsrail bizi haksız yere deport etti. Ama Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır. Filistin'in sulh ve güvenliği için de Türkiye'nin oyun dışı kalmaması her daim dileğimiz olmuştur.TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ HEP İNİŞLİ ÇIKIŞLI OLDUBugün bu konuyu tekrar hatırlatmamın bir nedeni var. Türkiye-İsrail ilişkileri 1948'den bu yana hep inişli çıkışlı oldu. 28 Şubat sürecindeyse İsrail, Türkiye'nin içine adeta aktı. İlk kez, İsrail Türkiye'de çok etkin oldu. "One minute"den sonraysa ilişkiler kırılganlaştı. Mavi Marmara hadisesi ile bu kırılganlık zirveye çıktı. Gazze'deki insanlık dışı