Endülüs'te bir Filistinli: Selma Garaudy

Tek başına ayakta durmaya çabalayan mücadeleci, dirençli bir asil Endülüs hanımefendisi olan Selma Garaudy, tüm gücüyle Endülüs'ün son Müslüman evi La Casa Andalusi adlı hafıza merkezini yaşatmaya çalışıyor.

Selma Garaudy Fransız fizikçi merhum Roger Garaudy'nin eşi. Birlikte uzun yıllar İspanya, Endülüs'teki Cordoba şehrinde yaşamışlar. Roger Garaudy'nin vefatı sonrası Selma Hanım evlerini çay salonu (Salon de Te) olarak düzenlemiş. Selma Hanım ile Cordoba'da gezerken tesadüfen tanıştım. Bir zamanlar evleri olan çay salonunda bir taraftan Fas usulü nane çayımı içip, bir taraftan da fondaki Feyruz şarkıları eşliğinde mola vermişken içeri girmişti. Mekânın sahibi olduğunu öğrenince kendimi tanıtmış ve keyifli bir sohbete dalmıştık. Hikayeleri burada anlatamayacağım kadar uzun. Çay Salonu'ndan ayrılırken beni evine kahve içmeye davet etti. Evi Cordoba'daki Yahudi Mahallesi olan Calle Judios'taydı.

Endülüs evi: Casa Andalusi

Çay molası sonrası biraz daha dolaşıp, akşamüstü civarı gittim Selma hanımın Calle Judios'taki evine. Burası tüm Cordoba şehrinde, üstelik de Yahudi Mahallesi'nin tam kalbinde kalan tek, yegâne Müslüman evi olan Casa Andalusi'ydi. Güler yüzle kapıda karşıladı beni Selma Hanım. Tam adı Salma Al Taji Al Farouki olan bu asil Endülüs hanımefendisi tüm gücüyle Endülüs'ün son Müslüman evi La Casa Andalusi adlı hafıza merkezini yaşatmaya çalışıyordu. Evin büyük bir bölümü müze gibi ziyarete açıktı ve 5 euro gibi sembolik bir bilet ücreti ile gezilebiliyordu. Pandemi sonrası evin bitişiğindeki tarihi yapıya kurduğu El-İksir Kimya ve Astronomi Müzesi ile birlikte her ikisine giriş ücreti şimdilerde 8 euro. Ofisinde kahve içerken Roger Garaudy ile ortak hatıralarını, birlikte yaptıkları Endülüs İslam paraları koleksiyonlarını gösterdi bana. Ayrıca Cordoba başta olmak üzere; Granada, Sevilla, Toledo, Malaga, Ronda gibi şehirlerdeki İslam kültür mirası listelerini inceledik birlikte.

Endülüs kültürünün muhafızı

Kimseden bir yardım almadan tek başına ayakta durmaya çabalayan mücadeleci, dirençli bir kadındı gördüğüm. Hüzünlü ama vakurdu. Bulunduğu yerin az ilerisine Yahudiler Casa Judeo'yu, yani Yahudi Evi'ni açmışlardı. Onun evine de 30 milyon euro teklif etmişlerdi satması için. Asla satmamış evi gelen tüm tekliflere rağmen. Teklif edilen fiyat yükseldikçe kararlılığı da artmış. Cordoba Sinagogu'na çok yakın olan Calle Judios'ta zamanda geriye yolculuk yapmanın mümkün olduğu bir yer burası. Özellikle 12.yy'a, Müslüman İspanya dönemine giden bir yolculuk. Selma Hanım Kudüs doğumlu. Uzun yıllar Mısır ve İsveç'te yaşadıktan sonra, 1980'lerde yerleşmiş Cordoba'ya. Casa Andalusi, yalnızca zamanın yaşam tarzını gösteren bir müze olmanın ötesinde, bir zamanlar Cordoba'yı dünya referansı haline getiren kültürel özü göstermeyi hedefliyor. 12. yüzyıl Endülüs yaşam tarzını, bir arada yaşayan farklı kültürlerin dokunuşlarıyla yansıtan bu mekân, Salma Al Taji Al Farouki olmasaydı emin olun mümkün olmazdı.

La Casa Andalusi'de avlular, çeşmeler, aroma ve müziğin yanı sıra kâğıdın nasıl yapıldığını adım adım anlatan mini bir kâğıt yapım atölyesi de bulunuyor.

Avrupa'da ilk kâğıt üretimi

La Casa Andalusi'de avlular, çeşmeler, aroma ve müziğin yanı sıra kâğıdın nasıl yapıldığını adım adım anlatan mini bir kâğıt yapım atölyesi de bulunuyor. Selam Hanım "Cordoba, Avrupa'da kâğıt üreten ilk şehirdi" demişti gezerken. Selma Hanım için Casa Andalusi bir sembol ve Kurtuba Halifeliği'nin bir çekirdeği. Geçmişi 12. yüzyıla dayanan bu evin restorasyonu için elinden geleni yapmış ve Casa Andalusi halka açık ilk özel ev olmuş. "Evin mimarisi ve alanları tam bir yaşama sanatını yansıtıyor. Müslümanlar bu dönem evlerinde hep güzellik yaratmayı severlerdi, çünkü Allah güzeldir ve Yaradan'a yakınlaştığımız için güzellik yaratmamızı severdi. Etrafınız güzelliklerle çevrili olduğunda kötü olamazsınız." "Filistin'in Kudüs şehrinde doğdum. Filistin diyorum çünkü doğduğumda İsrail henüz yoktu. Çocukluğumda Filistin Kurtuba gibiydi yani Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında hiçbir ayrım olmadığını çok iyi hatırlıyorum. Herkes Arapça konuşuyordu ve hepsi kitap ehliydi."