Yürek dağlayan acı

Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde yaşanan son trajedi, terörle mücadelenin yalnızca sıcak çatışmalarla sınırlı olmadığını; doğanın, zamanın ve görünmeyen tehlikelerin de bu savaşın bir parçası olduğunu bir kez daha gösterdi.

Bununla birlikte terör örgütünün yıllarca konuşlandığı, Mehmetçiği hedef aldığı, saklanmak için kullandıkları mağaraların bir an önce ortadan kaldırılma ihtiyacı...

6 Temmuz 2025 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı bir arama-tarama timi, Zap Vadisi civarındaki 852 rakımlı tepede yer alan bir mağarada operasyona başladı.

Mağara, geçmişte PKK tarafından "hastane mağara" olarak kullanılan stratejik bir bölgeydi. Ancak bu operasyonun amacı bir çatışma değildi. Askerler, 2022 yılında aynı mağarada şehit düşen Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt'un naaşını bulmak için oradaydı.

Aradan geçen üç yılın ardından, görev arkadaşlarının vefa duygusuyla naaşının aranması, maalesef yeni bir felakete dönüştü.

HASTANE MAĞARA KAPATILMIŞTI

Hastane olarak kullanılan mağara aslında iki yıldır TSK'nın kontrolü altındaki bölgedeydi.

Haberin Devamı

İlk bulunduğunda içine bakılmış, silah olmadığı, hastane olarak kullanıldığı tespiti yapılmıştı.

Bu tür mağaralar genelde kapatılıyor ya da çatışma ve bombardımanlar sırasında doğal olarak kapanıyor. Bu mağara da kapatılmıştı.

6 kişilik ilk Mehmetçik timi mağaraya girdi ancak kısa süre sonra onlarla iletişim kesilince ikinci altı kişilik tim girdi.

Doğal yollarla biriktiği belirtilen metan gazı ya da metan gazı ile karbondioksit karışımı mağara içerisinde yoğunlaşmıştı. Bu gaz renksiz, kokusuz ve sinsi bir düşmandı. Mehmetçik gelen sinsi ölümü anlamadı.

TSK, yaşananların ardından madenciler ve AFAD'dan da destek aldı.

Yakın tarihte böyle bir olay yaşanmadığı için timde özel bir gaz maskesi bulunmadığı belirtiliyor.

Ancak metan gazı dedektörlerinin taşınabilir boyutta olanları kullanılabiliyor.

Bir ihmal olup olmadığı başlatılan inceleme sonunda ortaya çıkacak.

Ancak bu olay, ilerleyen süreçte tüm arama-tarama faaliyetlerinde gelişmiş gaz algılama sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu. Varsa ekipman donanımı ihtiyacı, saha eğitimi ve doğal tehditlere karşı farkındalık açısından da dikkatli olunması gerektiği bir gerçek. Çünkü terörle mücadelenin haritasında sadece dağlar, vadiler ve sınırlar yoktur. O haritanın bir ucunda sadakat, bir diğer ucunda ise görünmeyen tehlikeler vardır.

Haberin Devamı

Allah'tan tüm şehitlerimize rahmet dilerken, "Terörsüz Türkiye" sürecinde silah bırakma sürecinin tamamlanmasıyla bölgede çeşitli amaçlarla kullanılan mağaraların ortadan kaldırılmasının bir zorunluluk olduğunu söylemeliyiz.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE'NİN KRİTİK 48 SAATİ
Bu köşede uzun bir süredir "Terörsüz Türkiye" sürecinin aşamalarını sizlerle paylaşıyorum. Sürecin en dikkat çeken haftasına yoğun temas trafiği ile başlandı. En kritik 48 saati ise hafta sonuna doğru yani perşembe ve cuma günleri yaşanacak. Bir kere daha büyük bir travmalı olayın çözüm aşamasından geçildiğini, bu nedenle de hassas hareket edildiğini, bu hassasiyetin de herkes tarafından paylaşılması gerektiğinin altını çizmekte fayda var:

Haberin Devamı

"ŞARTLAR OLUŞTU SİLAHLARI BIRAKIN" MESAJI

Uzun yıllardır silahlı olan bir terör örgütü feshini duyurdu, sıra geldi silah bırakmaya. Ancak onlarca yıldır dağlarda yaşayan örgüt üyelerinin tamamının bir anlamda ikna edilmesi için de özel çaba gösterildi. Abdullah Öcalan'ın son 48 saatte bir çağrı daha yaparak; "Terörsüz Türkiye" sürecinde atılan tüm adımların samimi olduğunu belirtmesi ve "Mekanizmalar bir an önce kurulsun, silahları bırakın" demesi bekleniyor.

DEM Parti'nin de duyurduğu gibi cuma günü bölgede ilk grup silahlarını bırakacak. 20-30 kişilik grubun başında üst düzey bir ismin olması bekleniyor.

Silahlarını bırakanlar, Irak içinde kalacaklar. Ancak örgüt içinde olmayacak, örgüt adına artık açıklama yapmayacaklar.

Haberin Devamı

Bir grup inip silah bırakınca örgüt silah bırakmış olmuyor. Türkiye açısından önemli olan Irak sahasında bulunan yaklaşık 2 bin kişinin silahlarını gruplar halinde bırakması, yani sürecin kesintiye uğramadan devam etmesi ve bir an önce sonlanması. Süreç ne kadar uzun olursa içeriden ve dışarıdan da provokasyona açık hale geliyor. Bu nedenle hedef 2 ile 5 ay içinde Irak'ta sürecin tamamlanması.

Silahlar teslim alınacak, envanter çıkarılacak. Irak'takilerin elinde farklı ülkelerden silah bulunuyor.