Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın nisan ayında Irak ziyareti sırasında 27 anlaşma ve mutabakat zaptı imzalanmıştı.
İki ülke güvenliğin yanı sıra ekonomi, ticaret, su, enerji, elektrik, ulaştırma gibi diğer alanlarda da ortaklığı derinleştirme kararı almışlardı. Bu köşeyi takip edenler bundan bir önceki yazıda, 15 Ağustos günü Ankara'da iki ülke savunma bakanlarının "Askeri, Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı"nın şifrelerini anlattığımı hatırlayacaktır.
Bugün ise yapılan anlaşma ve mutabakat zabıtları çerçevesinde iki önemli meselenin, su ve kalkınma yolunun perde arkasına bakacağız. Sizlerle yine diplomatik kaynaklardan edindiğim bilgileri paylayacağım.
IRAK'TA SU SORUNUNUN ALTYAPI ÇÖZÜMÜ TÜRKİYE'DE
Irak'ın görüşmelerin başında temel talebi, yıllar önce Suriye ile yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin Irak'a sabit bir değer belirlenerek o oranda su vermesiydi.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıIrak gerekçe olarak tarımın azalmasına, bu arazilerde yaşayanların şehirlere göçüne ve bunun ileride yaratabileceği sorunlara dikkat çekti.
Ancak Türkiye'nin konuyu araştırması sonucunda ortaya çıkan tablo sorunun bambaşka bir boyutunu ortaya koydu.
SABİT DEĞER YOK,ALTIYAPI TÜRKİYE VETÜRK ŞİRKETLERİNCE YAPILACAK
Ankara masaya asıl meselenin su kullanımındaki hatalardan kaynaklandığını taşıdı. Türkiye, Iraklı muhataplarına meselenin su miktarından daha çok altyapı sorunlarından ve kullanım tekniklerindeki sorun ve eski teknolojiden kaynaklandığından anlattı. Örneğin damla sulama tekniği yok. Açık kanallardan yapılan sulama suyun büyük bir bölümünün buharlaşmasına neden oluyor.
Baraj bulunmaması ise bir başka büyük sıkıntı.
Su yönetimi sorununun net anlatımı Bağdat tarafından da kabul gördü.
Altyapı, sulama teknikleri, finansal ve modelleme gibi konuların Türkiye ve Türk şirketleri tarafından yapılması Bağdat tarafından kabul gördü.
Yapının kurulması sürecinde Türkiye, Irak'a elindeki miktara göre su vermeye devam edecek. Sabit bir değer belirlenmedi çünkü küresel ısınma sabit değeri mümkün kılmıyor.
KALKINMA YOLU MESELESİ
Stratejik bir mesele olan Kalkınma Yolu Projesi, Türkiye'nin sanayi ürünlerinin ihracı açısından büyük önem taşıyor. Ortadoğu ve Körfez'e ihracat için ana arterlerin açık ve güvenli olması gerekiyor.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıKonu Irak açısından da hayati önemde. Bağdat yönetimi kalkınma hamlesi ile ülkesini işgal, iç savaş gibi 40 yıl süren travmanın ardından yeniden ekonomisi güçlü, bölgede önemli ticaret adresi haline getirmek istiyor. Bunda birazdan anlatacağım Irak'ın istihdam ve genç nüfus gibi başlıkların da önemi bulunuyor.
Kalkınma Yolu aslında yıllar önce gündeme getirilen bir Irak projesi. Geçmişte Irak, Türkiye üzerinden dünyaya bağlanmak istedi. Ortak proje önerisini gündeme getirince de Türkiye bu öneriyi kabul etti.
TÜRKİYE ÇIKIŞ KOORDİNATLARINI BEKLİYOR
Fav Limanı'nın yapımı projenin ana ayaklarından biri, yapım 5 aşamadan oluşuyor. Liman Basra'ya, Basra'dan Musul'a, Musul'dan Bölgesel Kürt Yönetimi'ne bağlanacak.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıGenel olarak projenin ana çerçevesi tamamlandı. Tek bir mesele üzerinde Irak kendi içinde çalışıyor; hattın Bölgesel Kürt Yönetimi'nde hangi güzergâhtan Türkiye'ye bağlanacağı. Ankara bu tartışmanın herhangi bir yerinde bulunmuyor. Bunu Irak Devleti'nin kendi iç meselesi olarak gören Ankara kararın verilmesini ve kendisine çıkış noktasının koordinatlarının bildirilmesini bekliyor.
Çıkış noktasının koordinatları Ankara için neden önemli Çünkü Türkiye buna göre kendi topraklarında demiryolu ve gerekirse karayolu yapacak. Demiryolu yaklaşık 100 km ve dağlık arazide olacak.
IRAK İSTİKRARSIZLIĞIN KAYNAĞI OLMAK İSTEMİYOR
Tüm bunların gerçekleştirilmesi için bir önceki yazımızda anlattığımız gibi terörün ortadan kaldırılması hayati önem taşıyor. Diğer yandan terörle mücadele, kalkınma, Kalkınma Yolu Projesi'yle aslında Irak istikrarın kaynağı olmayı hedefliyor. Bu durumun Irak'ın istikararıyla ilgili önemli sebepleri bulunuyor.

104