Ortada yaklaşan bir seçim yok, seçimin tarihi belli, erken bir seçim için yasalarda yer alan kurallar harekete geçirilmiş değil.
Normal koşullarda seçimlere giderken yükselmesi gereken tansiyon; bu kez yolsuzluk ve terör iddiaları, soruşturmalar, tutuklamalar, karşılıklı suçlamalar ve sokak hareketleriyle tırmandı. Sokak protestoları her zaman provokasyon riskini beraberinde getirir, özellikle de uzadıkça. Diğer yandan o protestolarda ya da sosyal medyada annelere, eşlere, çocuklara kısaca aileye edilen küfürler ahlaksızlıktır, asla kabul edilemez. Buna hakaret denir ve suçtur. Bu genel tabloyu sizlerle paylaştıktan sonra...
Dünyada ve bölgedeki gelişmeler ile ekonomideki gidişat göz önünde bulundurulursa, Türkiye'nin kendi içinde birliği ve huzurunun hayati öneme sahip olduğu unutulmaması gerekiyor. Tam da bu nedenle kutuplaşmanın önüne geçmek siyasetteki her aktörün önceliği olmalı.
Haberin DevamıSeçime aylar kala siyasette tansiyonun yükselmesi anlaşılır olabilir; ancak henüz seçimlere en az iki yıl varken; gerginliğin hukukun sınırlarını zorlamaması, demokratik olgunluk açısından hayati önemdedir.
Siyasi aktörler açıklamaları, kararları, eylemleri ve çağrıları ile gerginliği arttırdıkça, kutuplaşmış bir topluma yansımaları hiç kimsenin istemeyeceği sonuçlar doğurabilir.
ADALET VE ERDEM
Kimsenin suç işleme hakkı yoktur, her kim yasalara aykırı hareket ederse gereği tabii ki yapılmalıdır. Ancak hepimizin unutmaması gereken temel bir ilke var: Hukukun üstünlüğü ve kamu vicdanının huzuru. Son yaşanan gelişmeler çerçevesinde şu hususların altının çizilmesi gerekiyor;
İddialar hukuki zemine mi dayanıyor, yoksa siyasi bir tartışmanın parçası mı Tam da bu sorunun gündemde olması nedeniyle yargı süreçlerinin hassas ve şeffaf yürütülmesi gerekiyor.
Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı tecrübeler, kamuoyunun artık her gelişmeyi dikkatle süzgeçten geçirdiğini, meseleleri yalnızca yargı kararlarıyla değil, vicdani ölçülerle de değerlendirdiğini gösteriyor.
Hukuka olan güven, sadece mahkemelerde değil, sokakta, evde, iş yerinde; hayatın her alanında hissedilmeli.
Aksi takdirde adalet duygusunun zedelendiği bir toplumda, kutuplaşma derinleşir, huzur zedelenir, aidiyet duygusu zayıflar.
Haberin DevamıSiyaset geçicidir, ancak adaletin bıraktığı iz kalıcıdır.
Geçmiş tecrübeler, mağduriyet algısının siyasi sonuçlar doğurduğunu Türk siyasetine defalarca gösterdi.

84