"Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir iktidar sahibi kılınız."(Pittcus)

Ne yazık ki bugünün bazı iktidar sahipleri tüm dünyanın gözü önünde katillikleriyle, o katilliğe katkı sunanlarıyla, sessiz kalıp daha çok kazananlarıyla tanınıyor. Bedeli on yıllar boyunca ödenebilecek tehlikelerle karşı karşıyız.

Birinci döneminde Kudüs'ü İsrail Devleti'nin başkenti olarak kabul eden, büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyan ABD Başkanı Trump, huzursuz topraklar haline gelmiş olan Ortadoğu'nun zaten o gün ayarlarını bozmuştu.

İkinci döneminde de Gazze katliamına sessiz kalırken, İsrail'e her türlü desteği verirken, Netanyahu'ya verdiği önemi de "koltuğunu oturması için çekmesiyle" göstermişti.

Oysa ara ara yaptığı ters açıklamalardan medet umanlar oldu. Hata ettiler. Ne Trump değişti, ne ABD'nin İsrail korumacılığı, ne İsrail saldırganlığı, ne de Körfez ülkelerinin küre etrafında başlayan "Biz sessiz kalalım, paramıza bakalım" politikası...

ANLIK POLİTİKAYA GÖREPOLİTİKA BELİRLENECEK

Gün içinde birbirinden farklı açıklamaları dile getirebilen Trump'ın politikasını anlamak zor. Ya blöf yapıp elini yükseltmeye çalışıyor ya İsrail'e 'dur' diyemiyor ya da anlık politikalarla yoluna devam ediyor.

Ankara'ya göre taraflar masaya gelmek istiyor ama kimse geri adım atmak niyetinde değil.

Hal böyle olunca nükleer masasının yeniden kurulması için diplomatik atak yürüten Türkiye, anlık politikalara göre anlık politika belirleme kararı aldı.

Ankara'ya göre İsrail, İran'da başladığı işi bitirmekten yana.

ABD ise "bu sefer oldu, İran sıkışıyor" bakış açısında. Trump "Sabrımız tükeniyor koşulsuz teslim olun" diyerek İran'ın tüm nükleer tesislerinin bir anlamda anahtar teslimini istiyor.

İran, zor koşullarla karşı karşıya olsa da henüz geri adım atmıyor.

Körfez'e gelince küre politikasına devam ediyorlar. Yükselen petrol fiyatlarıyla kazançları artarken, bakış açıları "bana dokunulmasın" noktasında.

Hatırlatırım 8 yıl süren İran- Irak savaşında özellikle Batı medeniyetinin günlük hayatı değişmemişti. Bugün de tıpkı Gazze'de olduğu gibi televizyondan ölümleri izlemeye devam edecekler.

Sınırları değiştirerek hata yaptıklarını ve bir daha yapmayacaklarını söyleyenlerin artık söylediklerinin ya da söyleyeceklerinin de bir değeri kalmadı.

Sözün, ahlakın, insanlığın ve gelecek nesillere verilmesi gereken değerin önemi kalmayan bir dönemden geçiyoruz.

DAĞIN ALTINDAKİ TEHLİKE: FORDO

İsrail'in ana hedefi Fordo Nükleer Tesisi...

Dağların içine kazılmış beş tünel, büyük bir destek yapısı ve geniş bir güvenlik çemberi... Uydudan bakıldığında sadece bunlar görülüyor.

Fordo Yakıt Zenginleştirme Tesisi'nden görülebilen yalnızca bunlar.

Kum kentine yakın bir noktada bulunuyor.

İsrail istihbaratının yıllar önce ele geçirdiği belgelere göre; ana salonları yerin yaklaşık 80 ila 90 metre altında.

İsrail bu tesisi vurmak için sığınak delici ABD bombasını, yani GBU- 57'leri kullanmak istiyor. ABD'nin bu bombaları ve B-2 Spirit uçakları verip vermeyeceği bu satırlar yazılırken belirsizliğini koruyor.

FORDO VURULABİLİR Mİ

B-2 Spirit tipi uçakla atılabilen GBU-57 bombası yaklaşık 13 bin 600 kg ağırlığında, 60 metreye kadar delme kapasitesine sahip.

Eğer doğru koordinatlarla doğrudan Fordo'nun zeminine isabet ettirilirse tahribat çok büyük olabilir.