ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın Bahreyn'de yaptığı son açıklamalar bölgede yeni bir stratejik vizyonun işaretlerini veriyor.
Barrack, Manama'daki Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü forumunda, "Türkiye ve İsrail savaşmayacak... Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar bir işbirliği göreceksiniz" dedi. Acaba bu sözler, ABD Başkanı Trump'ın çabalarıyla bölgedeki "satranç tahtasının tamamen değiştiğini" mi gösteriyor
* Amerikalı yetkililer, Barrack'ın açıklamalarının sadece durum tespiti değil, aynı zamanda bir niyet beyanı olduğunun altını çiziyor.
* Onlara göre "Türkiye-İsrail savaşmayacak" vurgusu, aslında Washington'ın iki ülke arasında açık çatışma yerine öncelikle çatışmasızlığı, ileriki yıllarda yani yeni bir İsrail hükümeti ile de ilişki kurulmasını amaçlıyor.
* Barrack'ın "Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar işbirliği" ifadesi tesadüf değil. Bu coğrafi hat, Azerbaycan-Türkiye-İsrail arasında enerji ve ticaret koridoru anlamına geliyor olabilir
Haberin Devamı* ABD'nin Hazar-Akdeniz hattında Türkiye ile İsrail'i bir araya getirmek istemesi, İran'ı da çevreleme politikasını içeriyor.
Belli ki Washington, İran'a karşı Türkiye-İsrail merkezli bir cephe inşa ederek, bölgedeki güç dengesini kendi lehine yeniden kurma peşinde.
PEKİ ANKARA NE DİYOR
 Ankara bu açıklamalara bir tepki göstermedi. Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin gerginlik derecesini anlatmaya gerek yok. Genel bakış açısı, Netanyahu hükümeti ile temas kurulmasının mümkün olmadığı yönünde. Bu nedenle de yerine gelebilecek olası bir hükümetin hem ideolojisi, hem de izleyeceği politika Ankara açısından belirleyici olacak.
ABD BÖLGEYİ YENİDENDİZAYN MI EDİYOR
Barrack aynı konuşmada, Suriye konusunda da önemli mesajlar verdi. Suriye hükûmeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yürütülen müzakerelerde "bir ortak nokta bulmaya çok yakınız" diyerek Şam ile Kürt güçlerinin uzlaşma eşiğinde olduğunu duyurdu
* Ayrıca Barrack, Suriye-İsrail barışı konusunda da gelişme sinyali vererek, Suriye'nin İsrail'le anlaşmaya çok yaklaştığını ve hatta benzer bir yolu Lübnan'ın da izlemesi gerektiğini ima etti
* ABD'li Büyükelçi, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını "Güney Lübnan İsrail'e tehdit oluşturuyor" diyerek meşrulaştırırken, Lübnan'ı "yenilmiş bir devlet" diye niteleyip İsrail'le diyaloga zorlanmasını savundu.
Haberin Devamı* Barrack'ın sözleri ve sahadaki hamleler, ABD'nin Ortadoğu'yu adeta yeniden dizayn ettiğini düşündürüyor. Şimdilik temel hedef Irak dahil bölgeyi İran etkisinden çıkarmak, tabii bir de İsrail lehine olan İbrahim anlaşmalarını imzalattırmak.
* Hatırlayın Suudi Arabistan'da Trump, Şara'ya İsrail'le İbrahim Anlaşmalarını imzalamasını, ülkedeki tüm yabancı militanları (İran destekli gruplar ve diğer "terörist" unsurları) çıkarmasını ve DEAŞ'la mücadelede tam işbirliği yapmasını telkin etmişti. Şimdi 10 Kasım'da Şara'yı ağırlamaya hazırlanıyor. Üstelik ziyaret sırasında Suriye- İsrail müzakerelerinin beşincisinin de yapılması planlanıyor.
* Bütün bunlar, ABD'nin Ortadoğu'yu şimdi kendi çıkarlarına uygun bir barış ve normalleşme dalgasıyla yeniden şekillendirmeye çalıştığını gösteriyor. Kendi çıkarlarına uygun bir Ortadoğu, Ortadoğu'nun çıkarlarına gerçekten uygun olur mu, işte burası tartışmalı.
 ANKARA'NIN ÖNCELİĞİ SURİYE SAHASI
 ABD Trump'ın ağzından Suriye'nin anahtarının Türkiye'de olduğunu söylese de, büyükelçileri anlaşmaya yakın olduklarını belirtse de Ankara'nın "Terörsüz Türkiye" süreci çerçevesinde Suriye'de hem kırmızı çizgileri var hem de durum tespitleri. 10 Mart mutabakatı ile Şam Yönetimi ve SDG; devlete entegrasyon konusunda çerçeve bir anlaşmaya imza atmışlardı. Buna göre, SDG'nin kontrol ettiği tüm sivil ve askeri yapılar yıl sonuna kadar kademe kademe Şam'a bağlanacak, petrol sahaları da devlet idaresine geçecekti. Yıl sonuna iki aydan az bir süre kaldı. Henüz bir adım atılmadı. Ankara'ya göre SDG bu mutabakatın hayata geçmemesi için üç ayrı noktadan baskıya uğruyor;

									
								
									5