15 Temmuz: Gecikmiş bir uyanışın kanlı bedeli

15 Temmuz 2016... Türkiye'nin yakın tarihine bir darbe girişimi değil, aynı zamanda bir yüzleşme olarak kazındı.

O gece tanklar sokaklara indi, F-16'lar Meclis'i bombaladı, silahlar bu milletin evlatlarına doğrultuldu. Ama hepsinden acısı şu oldu: Bu kalkışmayı yapanlar, yıllarca bu milletin vicdanına, inancına, yardımseverliğine dokunan; "hizmet" diyerek yola çıkmış, "cemaat" diye anılmış, gözümüzün önünde büyümüş bir yapının militanlarıydı. Ve en acı sorulardan biri hâlâ ortada: Biz bu yapının gerçek yüzünü neden zamanında göremedik Soru da yanıtı da önemli çünkü mücadele hâlâ bitmedi. Bitmediğinin en büyük kanıtı da ara ara haberlere yansıyan operasyonlar ve bu operasyonlarda yakalananlar...

KILIKTAN KILIĞAGİREN BİR YAPI

FETÖ, bugünkü adını ve şeklini bir gecede almadı.

* 1960'larda İzmir'de vaiz olarak ortaya çıkan Fethullah Gülen, "ışık evleri" aracılığıyla ilk nüvelerini attı.

Haberin Devamı

* 1980 sonrası, Türkiye'nin darbelerle sarsıldığı o kırılgan dönemlerde örgütlenmesini hızlandırdı. Dershaneler, okullar, gazeteler, televizyonlar, iş dünyasında dernekler... Yani devletin dokunmadığı her boşlukta büyüdü.

* "Altın Nesil" yetiştiriyoruz diyerek, genç beyinleri formatladı.

* Başörtüsü yasağıyla mağdur edilen dindar kesime "Biz de mağduruz" diyerek yaklaştı.

Ama tüm bu "hizmet" görüntüsünün ardında, sabırla örülmüş bir sızma stratejisi yatıyordu. Orduya, yargıya, emniyete, MİT'e yıllar içinde yerleştiler. Çalınan sorularla girilen okullar, mülakatlarla ele geçirilen kadrolar... Her yere bir "abi" yerleştirildi, emirler yukarıdan, Pensilvanya'dan geldi. En acısı ise tüm bu yıllar boyunca istisnaları olsa da siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, vatandaşlar bu yapıya ya destek verdi ya da sessiz kaldı. "Ne güzel eğitim veriyorlar", "İyi çocuklar bunlar" diyerek, içimizden çıkan bir yapının devleti ele geçirme hırsı adeta görmezden gelindi.

7 ŞUBAT VE 17-25ARALIK: ALARMLAR

* Gerçek yüz ilk kez 2012'de MİT kriziyle görüldü. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ifadeye çağrıldığında, devlet içindeki paralel yapının ilk sinyali verildi.

* Ardından 17-25 Aralık'ta, hükümete karşı "yargı darbesi" niteliğinde operasyonlar geldi. Bu artık bir güvenlik sorunu değil, bir rejim kriziydi. Devlet o tarihten itibaren FETÖ'ye savaş açtı. Ama asıl hesaplaşma, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşandı.

Haberin Devamı

15 TEMMUZ O GECE...

* Halkın üzerine bomba yağdırmak, Meclis'i vurmak, Cumhurbaşkanı'na suikast düzenlemek...

* FETÖ'nün niyeti sadece iktidarı ele geçirmek değil, milleti sindirmek, devleti çökertmekti.

* Hesaba katmadıkları bir şey vardı: Halk.

* O gece, liderine güvenen, demokrasisine sahip çıkan, tankların altına yatan, F-16 sesleri altında direnmeye devam eden bir halk vardı. Sağcısı, solcusu, dindarı, seküleri, herkes bir ağızdan "hayır" dedi.

* Terör örgütünün darbesi bastırılmıştı ama yüzleşme yeni başlıyordu.
GEÇ GELEN GERÇEK: FETÖ BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR
15 Temmuz'dan sonra, FETÖ'nün bir terör örgütü olduğu netleşti:

* Sadece silahlı saldırılarla değil, yargıyı, emniyeti, basını, eğitimi kullanarak, halkı yıllarca zehirlediği için bir terör örgütü.

Haberin Devamı

* Binlerce masumun hayatını kararttığı, kumpaslarla orduyu çökerttiği, yalanlarıyla toplumu böldüğü için bir terör örgütü. Ve bu örgüt, kendisini "cemaat" olarak sunarken, milyonları kandırabildi. Siyaseti, medyayı, akademiyi, sokaktaki vatandaşı. Bugün bile "Ama çok iyi dershanelerdi" diyenler var.