Plaj stiline ne olmuş

Günlerdir Ege kıyılarını geziyorum ve şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla restoranlar, özel plajlar, butikler ve oteller son derece boş.

Daha kış aylarından öngörülen yaz turizminin işletmeleri zorlayacağı, yerli ve yabancı turistin bu fiyat-performans karşısında Türkiye'yi tercih etmeyeceği gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Ama benim asıl dikkatimi çeken stil konusunda da gerileme olduğu.
Hangi plaja veya restorana gitsem iki uçla karşılaşıyorum...
Ya son derece zevksizlik ya da son derece görgüsüzlük hâkim.
Bir grup renkli 2.55 Chanel veya Hermes ile şezlonglarda güneşlenirken, başka grup en ucuz görünümlü ip bikinileri ve pullu elbiseleriyle göz kanatıyor.
Yurtdışını övdüğümüz zaman ise snoplukla yaftalanıyoruz.

Param var zevkim sıfır

Yurtdışını neden seviyorum ve neden o görsellerle besleniyorum anlatayım...
Yunan adaları ve Avrupa'nın diğer lokasyonlarında şu an bizde olduğu gibi göze batan çirkinlik görmeniz neredeyse imkânsız, çünkü hayat sadelik ve renkler üzerine kurulu.
Giyilen kıyafetlerden plaj çantalarına, flip flop'lardan havlulara, aksesuvardan hasır şapkalara kadar her bir detay gösterişten uzak ama renklerin ve dokuların harmonisi, içindeki uyumu sayesinde değil göz kanatmak aksine insana vizyon katacak kadar da ufuk açıcı.
Ben gittiğim her yerde istem dışı kadın-erkek herkesin stiline odaklanıyorum. Buna mesleki deformasyon da diyebilirsiniz.
Ve şunu fark ettim:
Türkiye ve Dubai haricinde hiçbir yerde bu olmamışlığı temsil eden görgüsüzlük, "param var zevkim sıfır" stili, yol yordam bilmemekten kaynaklı şov maalesef hüküm sürmüyor.