Avrupa sahte çantalara savaş açmış durumda. Birçok Avrupa ülkesi havaalanında güvenlik kontrolü sırasında teşhis ettiği sahte çantaların sahiplerine hatırı sayılır yaptırımlar getirmeye başladı.
Özellikle Fransa, ülkesine Chanel, Hermes, Louis Vuitton gibi lüks markaların sahte çantalarıyla girenlere 300 bin euro para ya da hapis cezası uyguluyor.
O yüzden gümrükler çanta kontrolleri yüzünden çok sıkılaşmış durumda. Ülke genelinde sahte çanta satışı yapanları büyük cezalar bekliyor.
Gelelim ülkemize. Türkiye sahte ürün endüstrisinde küresel çapta önemli bir oyuncu haline gelmiş durumda.
Şişli, Bodrum, Antalya, Kapadokya gibi birçok turistik açıdan önemli bölge, lokasyon, hatta oteller içinde sadece sahte çanta, elbise ve aksesuvar satan mağazalar mevcut.
Ülke çapında tüm turistlerin gezdiği önemli noktalarda sahte mağazalardan geçilmiyor. Üstelik bunu gizli kapaklı yapma gereği bile duymadan, en lüks markaların trend olmuş çantalarını vitrine, mağazalarının önüne koyabilecek kadar rahatlar.
Dünya sahteciliğe karşı büyük bir savaş açmışken ülkemizde bu kadar aleni ve resmi bir şekilde satış yapılıyor olması büyük bir repütasyon kayıbı değil de ne
Buna ne zaman dur denecek çok merak ediyorum çünkü gittiğim birçok yerde sahte ürünlere şahit olmaktan son derece rahatsızım.
Gümrükte yakalanan büyük adetli sahte ürünler her ülkede olduğu gibi bizde de el konuyor ama tek yapılan bu.
Göz göre göre satış yapılan mağazalarda bir sorun yok.
O kadar sahte ürünün resmi yollarla ülkemize girmesi de cabası. Gayri resmi yollarla giriş yapılıp, resmi yollarla satış yapılma ihtimali ise daha da korkutucu.
SOSYETİK İSMİN SAHTE ÜRÜNLERİNE EL KONULDU
Birkaç gündür, ismi gizli tutulan sosyetik birinin Uzakdoğu seyahati dönüşü sahte ürünlerine el konulduğu gündemde.
Bunun aslı var mı yok mu bilmiyorum ama bu ne ilk ne de son.