Bir dönem Akşam Gazetesi'nde yazdığı Galatasaray yazılarıyla tanınan, kısa bir süre gazetem Fanatik'te de yazan, Galatasaray Divan Kurulu üyesi, saygıdeğer dost Reşit Ömer Kükner'in bir tespiti var; kendi sosyal medya hesaplarında da sık sık dile getirdiği...
Haberin Devamı ›6-10 yaş arası çocuklardan başlayarak yeni nesillerin Galatasaraylı olduğu, Sarı-Kırmızılı taraftar sayısının patlama, kulübün popülaritesinin de tavan yaptığı tarihsel kırılma anlarından söz eder Sayın Kükner. Bir Divan Kurulu toplantısında söz alarak üyelere de şöyle aktarmıştı tsunami dalgalarına benzettiği bu tespitini:
1. Dalga: Metin Oktay
2. Dalga: Brian Birch
3. Dalga: Jupp Derwall
4. Dalga: Fatih Terim-Gheorge Hagi
5. Dalga: Okan Buruk-Mario İcardi
Reşit Ömer Kükner'in tsunami dalgaları!
Reşit Ömer Kükner'in bu tespitlerine ben de katılıyorum, bu efsanevi isimlerden Birch'ün yanına Metin Kurt ismini ekleyerek bir ilave yapmak kaydıyla... Benim için öznel bir seçim tabii bu. Zira ben Birch ve Metin Kurt dalgasıyla Galatasaray'a eklemlenen bir kuşağın temsilcisiyim. Lakin, yüreğimdeki Galatasaray ateşini yakan, rahmetli babamdan ve dayımdan çocukluğum boyunca dinlediğim Metin Oktay menkıbeleridir. Hiç izlemediğim, görmediğim halde Sarı-Kırmızılı aşkı yüreğime kazıyan isimdir Metin Oktay.
Haberin Devamı ›5. Dalganın adı Okan Buruk ve İcardi'dir
Gerçekten de Galatasaray'ın art arda zaferler kazanmasında çok büyük katkıları olan, takıma sağladıkları olağanüstü faydalarının yanı sıra ikonik karakterleriyle de taraftarın nezdinde ilahlaşan, çocuklara rol model olan bu tarihsel şahsiyetler, Sarı-Kırmızılı kulübü bu günlere taşıyan kilometre taşlarıdır. Galatasaray'ın son üç yılında elde ettiği zaferlere tanıklık edenler, genciyle yaşlısıyla 5. Dalganın üzerinde sörf yapmanın hazzını ve gururunu yaşıyorlar.
Bu dalganın adı, Okan Buruk-Mario İcardi'dir.
Okan Buruk büyük hoca oldu bile...
Okan Buruk, özellikle kriz anlarındaki sakinliği, dinginliği ve iletişim konusundaki etkisiyle insan yönetimini çok iyi başaran, takımını sahada da çok iyi idare eden, taraftarın gözünün pasını silecek kadar pozitif bir futbol oynatan, yıldızlarla askerleri müthiş harmanlayan bir teknik direktör ikonu. Görev aldığı üç yılda da ve bu sezonun başlangıcında da sahanın dışında örgütlü olarak organize edilen her türlü etik dışı provokasyona, yıpratma harekatına, bir takım rezil trollerin manipülasyonlarına rağmen takımını korumayı, bir arada tutmayı, bir kolej havası yaratmayı başaran Okan Buruk 5. Dalganın İcardi ile birlikte en büyük müsebbibidir.
İcardi sevgisi tam gaz devam ediyor
Ve elbette Mario İcardi... Arjantinli 'Süper Star', geldiği günden itibaren Galatasaray'ın tarihsel yolculuğuna çentik atan bir büyük karakter olarak şimdiden Türk futbol tarihine geçti. Attığı gollerin yanı sıra, takımın saha içindeki ikinci teknik direktörü, en önemli futbol aklı, takımın kaptanı, ağabeyi olarak taraftarın ve ilköğretim öğrencilerinden başlayarak da tüm okullardaki çocukların gönlünde taht kurdu. O, çocukların kalbine aktı, çocuklar da Galatasaray'ın...
Haberin Devamı ›İlk yarıdaki kadro ve futbol endişe verdi
Mario İcardi geçen yıl ekim ayında yaşadığı, bir futbolcunun başına gelebilecek en ağır sakatlıktan sonra, sezon başından itibaren yavaş yavaş takıma katılıyor. Bundan önce yedek kulübesinde başladığı iki maçta da gol atmayı başardı. Dün gece ise Eyüpspor karşısında beklenmedik bir şekilde ilk 11'de sahaya çıktı. Fizik olarak henüz hazır olmadığı ortada. Onun bu fiziki handikapını daha da görünür kılan ise Okan hocanın kadro tercihiydi. Hazır olmayan İcardi'nin yanı sıra, İlkay, Sane, Sara, hatta Yunus gibi atletik yönden zayıf, agresif pres gücü düşük oyuncuların aynı anda sahaya sürülmesi, kale önüne majino hattı çeken Eyüpspor'un ekmeğine özellikle de ilk yarıda yağ sürdü.
Okan Buruk'un ilk 45 stratejisi tutmadı
Tabii, burada Okan Hoca'nın da mantığını anlamak gerekir. Kapalı savunma yapacağını düşündüğü rakibini, top tekniği ve futbol zekası yüksek, şutör özellikleri olan, aynı zamanda duran top ustası oyuncularıyla çözebileceğini hesapladı Okan Buruk. Ama ilk bir saat evdeki hesap çarşıya uymadı. Galatasaray zaman zaman geliştirdiği cılız ataklarla rakip kaleyi pek fazla tehdit edemedi. Ta ki, son bir ay transfer hikayesiyle Türkiye gündemini meşgul eden Barış Alper Yılmaz oyuna girene kadar.
Barış Alper Yılmaz'dan M'Bappe esintisi
Barış Alper oyuna girdikten sonra Galatasaray Eyüpspor kalesine adeta kabus gibi çöktü. İnanılmaz bir istek, arzu, iştah, fizik kalite, enerji, dinamizm ve teknikle Eyüpspor'u darmadağın etti BAY. Galatasaray'ın ilk 45 dakikada girdiği pozisyon, rakip kaleye attığı şut kadar tek başına istatistik üretti kısa bir zaman diliminde. Bir şutu direkten döndü, diğerlerini ise ya kaleci çıkardı ya da az farkla auta gitti. En sonunda ise Yunus'un önüne yuvarladığı topla ikinci golün asistini yaptı. Atatürk Olimpiyat Stadı'nı dolduranlara adeta M'Bappe'den esintiler sundu.
Haberin Devamı ›Barış Galatasaray'ın en büyük değeridir
Her zaman iddia ettiğim bir konu var. Barış Alper, Galatasaray'ın en büyük değeridir. Osimhen'den sonra ilk 11'e ikinci olarak onun adı yazılmalı. Ancak, kendisine kene gibi yapışan bazı akıl hocalarının etkisinden kurtulup Galatasaray'a ve Türk Milli Takımı'na hizmet etmeye devam etmelidir. Zamanı geldiğinde Galatasaray onun önünü mutlaka açacaktır. Bu hem kulübün hem de kendisinin çıkarı için elzemdir. Ama bu, Barış Alper'i vitrin yaparak futbol piyasasına girmeye çalışan yeni yetme bir Arap kulübü olmayacaktır. Barış Alper'in şunu mutlaka aklına sokması gerekir: Bu gelişimiyle dünyanın en büyük ilk üç kulübüne 100 Milyon Euro'dan başlayan bedellerle gitmemesi için hiç bir neden yok. Yeter ki kariyer planını akıllıca yapsın!