Galatasaray yüzyılı

Geçen yüzyıl, yani 20. Yüzyıl Fenerbahçe'ye aitti! En çok şampiyon olan, en fazla kupa kazanan ve taraftarı olan; en popüler takım; en, en vs. Lakin, bu tablo 21. Yüzyıl'a dört kala tersine dönmeye başladı. Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray 4 yıl üst üste şampiyon olarak Türkiye Ligi için kolay kolay kırılamayacak bir rekora imza atıp lig şampiyonlukları konusunda Fenerbahçe'yle olan makası kapatırken, ülkemize kazandırdığı UEFA ve Süper Kupa zaferleriyle de ezeli rakibinin önüne geçmeyi başardı.

Haberin Devamı

25 yılda 12 şampiyonluk dominasyon

2000 yılı sonrası Galatasaray açısından inişli-çıkışlı bir süreç oldu. Lakin buna rağmen Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'a karşı mutlak bir hakimiyet kurdu Sarı-Kırmızılı takım. Fazla detaya girmenin alemi yok, çünkü buna sayfalar yetmez! Meraklı okuyucular arşivlerden gerçeğe ulaşırlar!

Ancak burada bazı rakamlar vermek istiyorum: 2000 yılı itibarıyla Galatasaray'ın kazandığı, bu sezonu da dahil ettiğimizde, 12 lig şampiyonluğunun yanı sıra 1 UEFA, 1 de Süper Kupa zaferi var. Buna mukabil Fenerbahçe'nin 6, Beşiktaş'ın da 5 lig şampiyonluğu mevcut. Buna Türkiye Kupası ve Süper Kupa gibi diğer şampiyonlukları dahil etmiyorum. Bu rakamlar şunu gösteriyor: Galatasaray'ın son 25 yılda mutlak bir dominasyonu var.

Haberin Devamı

Trabzon karşısında da baskın karakterdi

Dün gece Trabzonspor karşısında da bu baskın karakterini ortaya koydu Cim Bom; ilk yarı hariç! Daha doğrusu ilk yarının son 15 dakikası... İkinci yarı itibariyle de Galatasaray tekrar özüne döndü ve kendisine yetecek puanları cebine koyarak önümüzdeki hafta oynanacak Kayseri maçında taraftarına şölen yaşatmak için gerekli ortamı yarattı.

Bu şampiyonluk dönüm noktası

Aslında dün geceki Trabzon maçının asıl önemi bu sezonun fişinin çekilme maçı olmasıydı. Bana kalırsa da bu maçın gerçek işlevi, Galatasaray'ın bundan sonraki yıllarda lige tam olarak dominasyon kurmasının yolunu açmasıydı. Zira, kalan üç maçta Galatasaray'ın alacağı bir puan bile şampiyon olmasına yetecek ama bundan daha önemlisi, Sarı-Kırmızılı takımın önümüzdeki yılları da ipotek altına alacağı bir futbol yapılanmasının önünün açılması...

Bu, çok detaylı bir konu; yeni sezonun planlamasıyla alakalı... Biliyorum, yönetime bu konuda pek güven yok, Cuesta, Jelert, Jakops, Frankowski vs gibi transferlerden dolayı... Fakat şunu da unutmamamız gerekiyor: İcardi, Mertens, Osimhen, Davinson, Morata, Lemina, Lucas, Sallai, Abdülkerim, Eren vb. isabetli transferleri de yapan bu yönetim!

Bayern ve PSG gibi olma fırsatı

O nedenle Galatasaray, bu yaz dönemini gecikmeden isabetli transferlerle tamamlarsa bu şampiyonluklar artarak devam eder ve bazılarının iddia ettiği gibi gerçekten bir Bayern Münih, PSG formatına ve dominasyonuna ulaşır.

Hadi, bize masal anlatma, Trabzonspor maçından bahset diyorsanız; yukarıda az da olsa bahsettim zaten ama eklemek istediğim birkaç detay var tabii... İlk 45 dakika 1-0, belki de 2-0 geriye düşeceği bir maçı ikinci yarıda forse ederek kazandı Galatasaray. Başta Barış Alper olmak üzere Yunus ve Sara takımının en kötü oyuncularıydı bu bölümde. Gelgelelim; bu oyunculardan Sara ve Yunus birer asistle oynadı! Futboldaki rakamlar da işte böyle bir garip!

Haberin Devamı

Eren Elmalı tam bir cevher

Galatasaray'ın ikinci golü ise tam bir kontra atak ya da günümüzün deyimiyle geçiş oyunu ürünüydü. Burada aslan payı Eren Elmalı'nındı. Sakatlığı ya da hafta içindeki kupa maçı nedeniyle Okan hocanın yaptığı rotasyon nedeniyle maça yedek başlayan Eren'in, oyuna girdikten kısa bir süre sonra topu 50-60 metre sürdükten sonra ceza sahası içine attığı harika pası, birinci sınıf Avrupalı bir bek oyuncusundan esintiler taşıyordu. Herkesin yeni bir Hakan Ünsal olarak tanımladığı Eren Elmalı bence Sarı-Kırmızılı takımın dünya standartlarına ulaşacak potansiyele sahip bir Milli futbolcusu ve sadece kendi adıyla müsemma!

Bu yaz, en kritik transfer sezonu

Galatasaray'ın kalan üç haftada şampiyonluğu kaybetmesi, hayali Marduk gezegeninin Dünya'ya çarpmasından daha zayıf bir ihtimal tabii, ancak yeni sezonun planlamasını şimdiden yapmazsa, 2000 yılında kazanılan UEFA zaferi sonrası yönetimiyle, yönetimi devirmeye yeminli muhalefetiyle, teknik heyetiyle, futbolcularıyla birbirine düşerek darmadağın olan ekibe dönüşebilir! O nedenle, bu yaz sezonu Galatasaray açısından hayati önem taşıyor.

Okan Buruk'a çok haksızlık yaptık

Son olarak Okan Buruk konusuna değineceğim. Ben de sezon içerisinde zaman zaman eleştirdim genç teknik adamı. Eleştirilmeli de... Hata yapan herkes eleştirilmeli. Lakin, bu eleştiriler, eleştirilen spor adamının kişilik haklarına, emeğine saygı sınırlarını aşmamalı. Gelgelelim, Okan hocaya bu konuda çok büyük haksızlıklar yapıldı. Tamam, Avrupa macerasında istenilen sonuçları alamamış olabilir ama Türkiye Ligi'ne böylesine ambargo koymuş bir teknik adama yapılanlar, sosyal medya ergenlerinin seviyesinden farklı değil maalesef. Tabii, burada herkesin farklı bir hesabı var, o ayrı bir konu! Bilhassa, Galatasaray'ı bu noktaya taşıyan yerli teknik adamlar söz konusu ise...