Galatasaray şampiyonluk yolunda

Hafta içi her kafadan bir ses çıktı. Çeşit çeşit kafalar! Kimi zamanın ruhuna göre renkten renge giren tuhaf bir kafa (!), kimi kendi yarattığı paranoyanın içine hapsolmuş bir meczup, kimi sosyal medyada biraz daha popüler olma peşinde koşan bir zavallı, kimi de Galatasaray düşmanlığıyla sahip olduğu beş duyuyu yitirmiş, gerçeklik algısını kaybetmiş bir takım ruhani zevat... Hepsi konuştu, yazdı, çizdi; çeşitli senaryolar ürettiler...

Haberin Devamı

Üretilen bütün senaryolar çöktü

Temel senaryo; Mourinho'nun eski yardımcısı Morais'in Fenerbahçe'den yediği dört gol ile Trabzonspor'un attığı üç gol dışında Bodrumspor'un başında hiçbir takımdan gol yememesi ve dolayısıyla Galatasaray'a da sorun çıkaracağı üzerineydi. Hatta maç öncesi çok daha çirkin söylentiler de almış başını gitmişti... Bizim memleket ahvaline özgü; Fenerbahçe'ye karşı çıkardığı yedek kadro ve buna mukabil dün gece Galatasaray'a karşı sahaya ideal 11 ile çıkması ve herkesin midesini bulandıran akçalı mevzular üzerine!..

Galatasaray'ın ürkütücü sessizliği!

Haberin Devamı

Gelgelelim, bütün bu gürültü patırtı arasında hiç sesi çıkmayan, tam bir sessizliğe gömülen bir camia vardı: Galatasaray. Aslına bakarsanız bu sessizlik Galatasaray camiası adına olumlu bir gelişmeydi; rakipleri için ise ürkütücü... Zira herkesin malümu olduğu gibi Galatasaray Nisan ayı ortalarında sessiz sedasız vitesi artırıyor, mayıs ayında ise damalı bayrağı görüyordu! Ve bunu dünya tarihine geçecek bir sükûnetle başarıyordu! Ekseriyetin şuurunu yitirdiği şu sürrealist ortamda da zaten sükûnet en büyük silahtır; zeki ve akıllı camialar için!

Muazzam futbolla göz dağı verdiler

Sarı-Kırmızılı takım dün gece tam da bu karakteristik özelliğini sahaya yansıttı. Hafta içinde yapılan Divan Kurulu'nda yönetim ve diğer kulüp paydaşları, tesis, bütçe, arazi, ada vb. gibi kulüple alakalı ama şampiyonluk mücadelesiyle hiç alakası olmayan suyuna tirit konularda ahkam kesip, teknik heyeti ve futbolcuları tamamen tartışmaların uzağında tutarken, Okan Buruk da yeni inşa edilen Avrupai tarzdaki Kemerburgaz Tesisleri'nde takımını şampiyonluk moduna sokuyordu. Nitekim Okan Hoca'nın planını dün gece futbol adına gözlerimizin pasını silerek izledik. Özellikle de ilk yarı...

İlk yarı skoru Bodrum için mucizeydi!

Muazzam bir ilk 45 dakika seyrettik. Yazının bu bölümünü istatistiklere boğacak değilim. Zaten meraklı okurlar rakamları çeşitli internet platformlarında bulabilirler. Ancak Galatasaray'ın bu sezon oynadığı en iyi 45 dakika olduğunu söylemeliyim. Bırakın pozisyon vermeyi, Bodrumspor'a orta sahayı geçirtmeyen bir takım izledik. Buna mukabil denedikleri sayısız hücum atraksiyonunda ise ya son paslarda ve vuruşlarda beceri noksanlığı gösterdiler ya da kaleci Sousa'ya ve kale içinden top çıkaran defans oyuncularıyla direklere takıldılar. İlk yarının 1-0 bitmesi Bodrumspor adına bir futbol mucizesiydi.

Muslera'ya tek bir top bile gelmedi

Galatasaray'ın ikinci yarının başında da aynı hırs, tempo ve futbol anlayışıyla yine Bodrumspor'un üstüne kâbus gibi çöküp fişi çekeceğini düşünenler yanıldı. Sarı-Kırmızılı takım yine topun sahibi, sahanın hakimiydi; ancak ilk yarıdaki boğucu üstünlüğünden uzaktı. Muhtemelen bunda hafta içinde oynanacak Konyaspor Kupa yarı finalinin etkisi vardı. Hatta kısa bir ara Bodrumspor, Galatasaray'ın sahasına oyunu yıkmayı bile başardı! Ama bunlar tabii cılız hamlelerdi. Zira, maç sonuna baktığımızda; Galatasaray'ın 14'ü kaleyi tutan toplam 35 şutuna karşın Bodrumspor'un kaleyi bulmayan sadece 1 şutu vardı! Diğer istatistiklere ise bakmasak daha iyi olur! Özellikle Bodrumspor ve Türk futbolu adına!..