Alacakaranlık!

Alacakaranlık, şafak ile gün doğumu ve gün batışı ile gün kararması arasındaki zamandır. Yarı aydınlık da denir. Kimisi "tan yeri" kimisi "gün batımı" der. Fransızlar "mavi saat" diye söz eder. Turuncu, mavi ve parlak sarı ya da mavi, turuncu ve parlak lacivert renlerinin tonlarıdır. Alacadır. Belli belirsizdir. Bir dönem televizyonda dizi olarak da izlemiştik. Yeni versiyonları çıktı. Sinema filmi de yapıldı. Bazen mistik olaylardan, efsane hikâyelerden yola çıkılarak izleyicilerine heyecanlı dakikalar yaşattı. Dizi veya filmin sonunda ise genelde yaşanılan olayların mantıklı bir açıklaması yapıldı. Bazen de işin içinden çıkılamaz şekilde izleyenlerin yorumuna bırakıldı. Bu sezona hatta geçen sezonun son haftalarından itibaren bakıyorum da Süper Lig "Alacakaranlık" yaşıyor. Beşiktaş için herkes "Şampiy", Fenerbahçe için de herkes "ikincilik garanti" demiş iken bir takım alacakaranlık işleri ile şampiyonluk fırsatı önce Fenerbahçe'ye gelmiş, ardından da Galatasaray'a gülmüştü. Fakat ne Fenerbahçe, Sivasspor'u yenebildi ne de Galatasaray Malatyaspor'a yeterli farkı atabildi. Sanki Alacakaranlık Kuşağı'ndan bir dizi film izlemiştik. Acaba Fenerbahçe yönetimi lige erken havlu atıp, Erol Bulut'u gönderme kararı için aceleci mi davranmıştı Ya da Fatih Terim'i seçim kozu için kullanan yönetim göreve geldiğinde, Malatya'ya fark atılması gerekli iken santrfor Mustafa Muhammed'i ilk yarıda neden yedek bıraktığını sorgulamadı Acaba şampiyonluk başkan rahmetli Mustafa Cengiz'e yazar diye mi sorgulanamadı Tam bir alacakaranlık kuşağıydı. pushfn('ads'); Bu sezona bakalım Sezon öncesi ve sezon başlangıcında oynanan futbola ve alınan skorlara göre Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş şampiyonluk için öne çıkan isimlerdi. Trabzonspor ile Fenerbahçe uzun yıllar şampiyonluk hasreti çektiği için bu iki takımın mücadelesi sezon sonuna kadar devam eder deniliyordu. Bazı kırılma anları ve haftalarından sonra Beşiktaş ile Fenerbahçe ligde fırtınalar estiren Trabzonspor'un gerisinde kaldı. Haaa Galatasaray mı Galatasaray'da alacakaranlık PSV maçlarından sonra başlamıştı. Meğerse Başkan Elmas, yönetim ve Teknik Patron Terim arasında "gençleştirme projesi" konuşulmuş! PSV kılıfı mıdır bilinmez Sayın Terim tarafından yapılan "3 yıl şampiyonluklara kapalıyız" anlamındaki açıklama her şeye tuz biber ekmişti! Tadından yenmiyordu. Rakipler, hakemler ve aklınıza kim gelirse herkes rahatlamıştı. Terim'i hiç bu kadar iddiasız, hedefsiz görmemiştim. Gerçi sonradan UEFA Ligi'nde alınan sonuçlardan sonra, biz bu açıklama yanlıştır yazdıktan sonra o açıklamayı Fatih Terim, "Galatasaray her alanda şampiyonluk için oynar" diye düzeltti fakat iş işten geçmişti. pushfn('ads'); Ne oldu 3 büyükler modaya uydu. Sergen Yalçın, Vitor Pereira ve sonra da Fatih Terim görevden alındı. Hiç böyle bir sezon yaşanmamıştı. Beşiktaş alt yapı teknik adamı Karaveli'ye emanet. Şimdilik idare ediyor. Fenerbahçe boş mukaveleye imza atarım, sezon sonu git derseniz giderim diyen İsmail Kartal'ı göreve getirdi. Galatasaray ise Guardiola'nın yardımcılığını yapmış