Bahis ve şike: Futboldaki sorunlar toplumun yansımasıdır

Futbol benim için her zaman sadece bir oyun olmadı. Karakter, emeğin karşılığıydı, adalet duygusuydu.

Ve yıllar geçtikçe bir şeyi daha iyi anladım: Futbolda yaşanan hiçbir şey yalnızca futbolla ilgili değildir. Toplumda ne yaşıyorsak, futbolun içinde de onu görürüz. Bugün tartıştığımız bahis ve şike meseleleri de aslında bunun yansımasıdır. Çünkü sahada olan, dışarıdaki hayatın - baskının, sabırsızlığın, ekonomik zorlukların ve hızlı kazanç arzusunun - küçük bir aynasıdır.

HERKESİN ORTAK NOKTASI

Futbol herkesin ortak noktasıdır; sokakta, kahvede, evde, okulda... Bu yüzden yaşanan en küçük kırılma bile büyük bir yankıya dönüşür. Eğer toplumda güven zayıflıyorsa, sabırsızlık artıyorsa, kısa yoldan kazanma kültürü öne çıkıyorsa veya ilişkiler liyakatin önüne geçiyorsa futbol da bu ortamdan etkilenir. Dolayısıyla bu sorunları yalnızca spor dünyasına indirgemek eksik olur; mesele daha derin bir kültür problemidir.

Haberin Devamı

'BURASI TÜRKİYE AKILLI OL' DEDİLER

bu süreçte beni en çok üzen şey, geçmişte aynı masaya oturup toplantılar yaptığımız, fikirler paylaştığımız bazı insanların bugün bu tartışmaların içinde geçmesiydi. Zaman zaman bazı başkanların tecrübemizi, birikimimizi ve eğitimle, stratejiyle ortaya koyduğumuz önerileri görmezden geldiği oldu. Basında da kazandığımızda "büyükler konuşsun", kaybettiğimizde ise "Hamit konuşur, malzeme çıkar" yaklaşımını gördüm. Hatta sık sık şu uyarıyı duydum:

"Burası Türkiye... Akıllı ol, iyi pozisyon al, demeçlerini ona göre ver."

Gözden KaçmasınArne Slot-Mohamed Salah görüşmesinden karar çıktı: Kadroya alındıHaberi görüntüle

BİTTİĞİ İÇİN ÜZÜLME, YAŞANDIĞI İÇİN SEVİN

Ama bu tarz roller, oyunlar, başkalarını suçlama kültürü bana hiçbir zaman yakın gelmedi. Ben samimiyete ve iyi niyete inanıyorum. (Gülerek söyleyeyim: Güzel bir tecrübe oldu tabii... Çok şey öğreten bir tecrübe.) Bu noktada Kolombiyalı yazar Gabriel García Marquez'in sözünü hep hatırlarım: "Bittiği için üzülme, yaşandığı için sevin." Bugün takımın içinde olmasam bile, o yapının kurucularından biri olmak hâlâ güzel bir duygu.

BAĞIRMAK YA DA SUÇLAMAK ÇÖZÜM DEĞİLDİR

Bu noktada şunu da eklemek isterim: Bu söylediklerim tek bir kulübe değil, aslında tüm takımlarımıza tavsiye niteliğindedir. Büyük kulüpler zaman zaman oyun ve skor anlamında düşüş yaşayabilir; bu çok doğaldır. Önemli olan, bu iniş çıkışları aşacak sürdürülebilir yapıyı kurabilmektir. Hiç kimseyi rahatsız etmeden söylemek gerekir ki; artık her kulübün üst düzey bir strateji ve planlama modeli oluşturması şart. Bunun içinde bir Futbol Direktörü / Sportif Direktör yapılanması, doğru kadrolaşmalar, güçlü bir scout sistemi, bireysel elit oyuncu gelişim programları ve modern bir performans merkezi yer almalıdır. Bu büyük bütçeler gerektirmez; esas mesele, aynı dili konuşan, bilgili, eğitimli ve ortak vizyonu paylaşan insanların bir araya gelmesidir.