Aslıhan Keleş Kurtoğlu'nun kaleme aldığı ve Genç Hece Yayınları'ndan çıkan "Simurg Okulu: Doğuş", mart ayında raflardaki yerini alan 96 sayfalık fantastik bir roman. Kitap, baştan sonra gerilim, heyecan ve merak unsurlarıyla öyle ustaca örülmüş ki, elinize aldığınızda bitirmeden bırakmak neredeyse imkânsız.
Herhangi bir kitabı elinize aldığınızda sizi ilk karşılayanlar; kitabın adı, yazarı, kapak görseli ve yayınevidir. Kendini kanıtlamış, köklü bir yayınevi o kitap için adeta başlı başına bir referanstır. Aynı şekilde, güçlü bir yazar da kitabın okunması için yeterli tüm sebepleri bünyesinde barındırır.
Bunlara ek olarak, ismine müsemma, dikkat çekici bir kapak görseli de okurun ilgisini her zaman cezbeder; adeta göreni kitabı okumaya davet eden bir davetiye gibidir.
"Simurg Okulu"nun kapağı da bu özelliği taşıyor. Kapağında, efsanevi Simurg kuşunun karşısında merakla bakan dört çocuk figürü var. Kitabın alt başlığı olan "Doğuş", bunun bir serinin ilk kitabı olacağına dair önemli bir ipucu veriyor. Zaten kitabın sonunda yer alan "şimdilik son" ibaresi ve hikâyenin tam anlamıyla noktalanmaması, bu ipucunu teyit ediyor.
Yazar Aslıhan Keleş Kurtoğlu'nun akademik geçmişi de oldukça etkileyici. 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun olan Kurtoğlu, 2018'de aynı üniversitede "1950 Sonrası Çocuk Romanlarına Bilişsel Bir Yaklaşım" başlıklı teziyle yüksek lisansını tamamlamış. 2024 yılında ise Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde "Türk Dili ve Edebiyatı Eğitiminde Mizahın Yeri" konulu teziyle doktor unvanını almış.
Bu güçlü akademik altyapı ve edebiyat öğretmenliği deneyimi, "Simurg Okulu"nun mükemmel kurgusu, sade anlatım dili ve okuru olayların içine çeken üslubunun ardındaki en büyük etkenlerden olduğu aşikâr…
Kuşkusuz bu kitabın yayımlanmasında Hece Yayınları sahibi Ömer Faruk Ergezen'in vizyonunun büyük rol oynadığı da kesin. Genç Hece'nin doğuşuna dair Yeni Şafak'ta yapılan bir mülakatta serinin editörlerinden Sema Bayar şunları söylüyor:
"Yayıncımız Ömer Faruk Ergezen yıllar önce bir söyleşide Hece'nin kuruluşuna dair bir soruya şöyle cevap vermişti: 'Canım sıkılıyordu. Çok canım sıkılıyordu.' İnsanı harekete geçiren amillerin başında gelir can sıkıntısı. Gördükleriniz karşısında canınız sıkılır, göremediklerinize daha çok canınız sıkılır, gidişata canınız sıkılır. Edebiyatın kanatları kırıldığında, sanatın yaşamla bağı koparıldığında, estetik tavır güncel ilgilere kurban edildiğinde, sahici olan sanal ilgilerle zedelendiğinde canınız sıkılır. Peki ya sonra Serzenişlere devam mı edeceksiniz yoksa harekete mi geçeceksiniz İşte Hece'nin karıldığı tekne: Harekete geçmek. O can sıkıntısı, edebiyatçıları bir çatı altında topladı. Harf harf, hece hece, cümle cümle büyüdü. Can sıkıntımız bizi harekete geçirmeye devam ediyor. Söz israfatı olan Wattpad kitaplarından, güzel Türkçemize hak ettiği özeni göstermeyen popüler yayınlardan şikâyet etmek yerine 'Biz ne yapabiliriz' dedik. Dünyada ve Türkiye'de nitelikli örneklerini görmekle birlikte henüz bakir bir alan olarak karşımızda duran gençlik edebiyatı için kolları sıvadık. Hece Genç, can sıkıntısının ardından gelen bir gayretin sonucu. Faturayı birilerine kesmek yerine sorumluluk alan bir yayınevinin, hayata karşı sağlam bir duruşa açık daveti. Yarınlara yürüyen gençlik için bir yol arkadaşlığı teklifi."