Şimdi okuyacağınız satırlar 25 Nisan 2013'te yayınlanan "Türkiye Kürtlerindir" başlıklı yazımdan;
"Kimileri farklı düşünüyor olabilir ya da bu fikirden pek hoşlanmıyor; ama Türkiye ne kadar Türklerinse o kadar da Kürtlerindir, Lazların, Çerkezlerindir...
Özellikle Türklüğü bir etnik kimlik olarak üstün tutanlar için söylüyorum. Yoksa ekseriyetimiz için Türklük bir millete ait olmanın ifadesidir. Türk'üm diyenlerin soyunu kazısanız çoğunun altından farklı bir etnik kimlik çıkar. Bana sorarsanız önümüzdeki en önemli sorun da budur. Yani Türklüğün millet oluşumuza mı etnik kimliğimize mi isnat ettiği sorunu. Bu sorun 'yeni Türkiye'de her kesimin kendini içinde hissedebileceği bir formülle aşılacaktır.
Daha konuşacağız, tartışacağız... Varacağımız menzil 'Türkiye Türklerindir' ifadesini de, 'Türkiye Kürtlerindir' ifadesini de doğrulayan bir menzil olmalı. Ve hatta bu cümleleri boşa düşüren, başlıklardan, spotlardan indiren bir menzil...
'Türkiye Kürtlerindir'e ikna olmadan edilen bir 'Türkiye Türklerin'dir sözü, illa akla etnik üstünlük vurgusu getirecek, PKK sorunu bitse de Kürt sorunu bir yönüyle yaşamaya devam edecektir."
Bu yazıyı yazdığımda Diyarbakır'ın en büyük meydanında gerçekleştirilen Nevruz kutlamasında, Öcalan'ın silahları gömün mektubu yeni okunmuştu... Sırrı Süreyya Önder o zaman da sürecin içindeydi. Mektubu Türkçe olarak okuyan yanlış hatırlamıyorsam oydu. Yurt içinden ve dışından çok sayıda gazeteci ve yayın organı o tarihi ana şahitlik etmek için o gün Diyarbakır'daydı.
"Bu sefer olacak" diyorduk, Türkiye'yi on yıllardır bitkin düşüren, aşağı çeken terör belası sona erecek ve terörün zehirlediği siyaset özgürleşecek...
Ne yazık ki beklendiği, umulduğu gibi olmadı. Aradan 12 yıl geçti. Bedel ödemeye devam ettiğimiz 12 yıl...
Çözüm sürecinin ılımlı havasında PKK-FETÖ iş birliği ile Diyarbakır, Mardin gibi doğu şehirleri adeta terör örgütünün cephaneliğine dönüştürdü. Dahasını anlatmaya gerek yok, hep birlikte yaşadığımız acı günler.
Şimdi yeniden, bu sefer Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla ve yine aynı iyimserlikle yeni bir sürece girdik. Yine "Bu sefer son" diyoruz! İflah olmaz iyimserleriz çünkü.
Çünkü iyimserlik siyasetin en büyük besin kaynağıdır. Savaş kadar barış da siyaset çünkü.
İnşallah terörün gölge etmediği günlerin arifesindeyiz.
TÜRKİYE'Yİ SAHİPLENMEK
Selahattin Demirtaş, süreç başladığından bu yana olumlu açıklamalarla sürece destek oldu. Son mektubundaki "Türkiye Kürtlerindir" cümlesi aklın yolu bir dedirtiyor. Türkiye'yi kimsenin kendine pay ayırarak bölmesi mümkün olmayacağına göre sorunlarımızı nasıl çözeceğiz
Türkiye'yi sahiplenerek çözeceğiz!
Yeni sürecin perspektifi tam da budur; Türkiye'yi sahiplenmek...
Benim 2013'te ifade etmeye çalıştığım şey; "Türkiye Kürtlerindir, Türkiye, Türklerindir, Türkiye, Lazlarındır, Araplarındır, Çerkeslerindir."
Her karışında herkesin eşit hak sahibi olduğu büyük ve güçlü Türkiye...
Ki böylece komşularımızdaki soydaşlarımıza da derman olalım.
Dün Kürtleri isyana çağıran Demirtaş, bugün aşağı yukarı benim de yazabileceğim şu satırları kaleme almış;

93