Milli İstihbarat Teşkilatı'nın koordinasyonunda Türkiye'de gerçekleştirilen ajan takası, gündemin yoğunluğu içinde bizde yeterince iltifat görmedi sanki. ABD medyası bir hafta boyunca bu takası konuştu. Biden bu sayede sahalara döndü.
ABD medyası Türkiye'nin takas sürecindeki rolünü pek mevzu etmek istemese de MİT'in operasyon ve koordinasyon başarısı, kapasitesi, güven ve disiplin konularındaki yüksek düzeyi ister istemez gündeme geldi. Onların ne dediği çok da önemli değil; neticede herkes kendi menfaatine odaklı.
Lakin Türkiye'de iktidara düşmanlığından dolayı devlet vizyonunu kaybetmiş bir kesim var. MİT'in iktidar partisinin bir parçası olduğunu zannediyorlar.
Bu hastalıklı kesim, Türk milli takımlarının galibiyetlerine bile sevinemiyor. Ajan takası operasyonunu da MİT'e zerre miskal pay çıkartmadan konuşmaya azami özen gösterdiler. Hatta MİT'in başarısını konu edenleri de "Türk'ün Türk'e propagandası" sözleriyle alaya almaya çalıştılar.
Peki neden böyle, neden böyleler
Biraz geriye gidelim; Türkiye'nin son 15 yıldır mütemadiyen uğradığı saldırıların ilki diyebileceğimiz tarihe; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarı olarak tutuklanmaya çalışıldığı tarife 7 Şubat 2012 MİT Kumpası olarak geçen hadiseye...
Başbakan Erdoğan'ın ameliyat masasında olacağı saate kadar hesap edilerek yani olaya müdahalesinin mümkün olamayacağı bir zamanda MİT Müsteşarı tutuklanmak istendi. FETÖ'nün kumpaslar zincirinin ilki diyebiliriz. MİT Müsteşarı ve ekibine PKK ve KCK'ya yardım etme suçu atma ve buradan da "talimatı Başbakan'dan aldık" ifadesi üzerinden Erdoğan'a ulaşmak amacı taşıyan bir operasyondu.
Peki neden, kim adına yapılmak istendi bu
Tabii ki İsrail ve ABD.
Hakan Fidan başından beri İsrail'in hedefinde oldu. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Hakan Fidan'ın İran'a bilgi sızdırdığını iddia etti. İsrail'in hassasiyetlerinin Türkiye'deki mümessili olan FETÖ'cüler bir yanda, CHP'li siyasetçiler diğer yanda MİT'e, Hakan Fidan'a saldırıyordu. Bu süreçte yani MİT mensuplarının PKK ve KCK'ya yardım ettiği iddiasıyla başlatılan gizli soruşturma kapsamında MİT'in KCK ve PKK içindeki istihbarat mensupları tek tek deşifre edildi.
Bu olay, FETÖ'nün İsrail ve ABD adına, Türk İstihbarat Teşkilatı'na yaptığı çok vahim bir operasyondu. Hemen akabinde yapılan bir düzenlemeyle MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılması kararı Başbakan onayına verildi.
Söz konusu kanuni düzenleme tahmin edeceğiniz üzere CHP tarafından hararetle eleştirildi. Kılıçdaroğlu "Kişiye özel kanun" diyerek Meclis kürsüsünden bas bas bağırdı. Zaman ve Taraf gibi FETÖ yayın organları "demokrasi" ve "hukuk devleti" kavramlarını kullanarak, hükümetin MİT'e kurulan kumpasın önüne geçme çabasını mahkum etmeye çalışıyordu.
Tekrar edelim; MİT'in millileştirilmeye çalışıldığı, Türkiye'nin PKK ve KCK yapılanmasını çözmeye uğraştığı bir süreçte MİT Başkanı Hakan Fidan ve ona talimat verdiği gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, PKK ve KCK'ya yardım suçundan mahkum edilmek istendi. Nasıl senaryo ama!

109