İki sorun, iki çıkış, iki siyaset etme biçimi

Geçen hafta iki önemli konu gündeme geldi. Bildiniz! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü konusunu gündeme getirmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevilerle ilgili yaptığı açıklama.Her iki konu da kendi içinde tarihsel bir derinlik taşıyor. Bu yazı o tarihsel derinliği taşımayacak kuşkusuz. Fakat iki çıkışın, iki siyaset etme biçimi açısından karşılaştırılabileceğini düşünmüyorum.CEMEVİ VE DEDELERE KAMU GÜVENCESİEvvela Erdoğan'ın Alevilerle ilgili yaptığı açıklamaya değinelim. Türkiye'de Alevilikle ilgili, kökleşmiş ve giderek kimliğin ayrılmaz parçası haline gelmiş kolektif bir anlatı var. Acılarla, isyanlarla, yok sayılmayla harmanlanmış zor bir sosyolojik konu. Şehirleşme ile birlikte biçim değiştirmiş pratiklerle birlikte ihtiyaca dönüşmüş kimi sorun ve talepleri var Alevilerin. Derin sosyo-psikolojik arka plana sahip sorunların çözümü siyasetin sınırlarını aşar çoğu zaman. Ama AK Parti hükümetleri Alevi çalıştaylarıyla, Alevilerin toplumsal ve dini sorun alanlarını anlamaya ve çözüm imkanları aramaya çalıştı.Bazılarını hayata geçirdi, bazılarını yapamadı ya da erteledi. Ama en azından bu süreçte Alevi kimliği eskiye göre çok daha görünür hale geldi.Şimdi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan -Alevilerin CHP dışında bir partiye kolay kolay oy vermeyeceklerini bilerek- birtakım düzenlemeler yapılacağından söz etti. Bunun oya dönüşmesi gibi bir siyasi beklenti de yok. Ama uzunca bir süredir dile getirilen taleplerden süzülmüş bir çıktı var. Yani durduk yere yapılmış bir hareket değil.Bu adımlar daha hızlı da atılabilirdi ama Aleviler, cemevleriyle ilgili taleplerden dedelerin statüsüne kadar pek çok konuda hemfikir olmakta da zorlanıyor. Bir grubun talep ettiğini diğer grup, "devletin yörüngesine girmek" olarak görüyor ve karşı çıkıyor.Yine de ortaklaşılan hususlar hep oldu.Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı haliyle bundan böyle;1-Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak olan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı eliyle cemevlerinin tüm faaliyetleri ve tüm giderleri kamu güvencesine alınacak. 2-Cemevlerinde erkân hizmetinde bulunanlardan talep edenlere, kadro verilecek. Böylece Alevi inanç ve kültürünü yeni nesillere aktarmakla görevli dedelerin kendilerini bu işe hasretmeleri mümkün olacak.Cumhuriyet tarihinde devrimsel nitelikte bir adım bu.CHP VE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞIGelelim diğer konuya...Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye rağmen bin bir zorlukla kalkmış olan başörtüsü yasağını mevzu ederek gündeme getirdiği yasa teklifine...Ben çıkardığım başlıkları sıralayacağım, bu iki siyaset biçimini karşılaştırmak okuyucuya ait.1-Kılıçdaroğlu zaten kalmış bir yasağı tekrar gündeme getirerek başörtüsü yasağını yeniden tüm toplumun gündemine taşımış oldu. Bu vesileyle yasağın müsebbibi olan partisini yasakçı uygulamalarını ve kendi demeçlerini yeniden hatırladık.2-Yine bu vesileyle CHP içinde ve çevresinde hala ne kadar çok başörtüsü karşıtı ve hatta başörtülülere karşı nefret dolu insan olduğunu görmüş olduk. Adeta 28 Şubat dejavusu yaşadık.3-Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını destekleyen kişilere bakınca bu açıklamanın 6'lı masadaki sağ partilerin işini kolaylaştırmak için yapıldığını anladık.4-AK Parti'nin doğal sosyolojisinde adeta yeni bir politik aşı etkisi yaptığını, seçime 8 ay kala AK Parti seçmenini konsolide olduğunu gördük.5-Bundan böyle Türkiye'de iktidar olmak isteyenin bu temel insan haklarının aleyhine bir tutum sergileyemeyeceğinin bu yeni sistemle de garanti altına alındığını anladık.6-Ve tabi siyaset duayeni olarak Erdoğan'ın bu gollük pası havada karşılayıp ertesi gün Meclis grubunda nasıl gole çevirdiğine şahit olduk.7-Günün sonunda Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı'na