Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nin en ters ve sıkıntılı takımlarından birisi önünde kötü futbolu ile üç puan kaybetti.
Tamam Galatasaray'ın eksiği çoktu. Ancak sahaya çıkan oyuncuların bu kadar etkisiz olacağını hiç kimse beklemiyordu. Tabii karşında dirençli bir takım olunca da yenilgi kaçınılmaz oluyor. Kendi sahanda Liverpool'u yendikten sonra bu takıma yenilmek insana gerçekten acı veriyor.
Şimdi ilk yarıya bakıyorsunuz şöyle bir durum çıkıyor.
Osimhen demek her şey demekmiş.
Bu sözü iki yıl önce İcardi için kullanıyorduk. Ama adam sakatlıklar ve çalkantılı özel hayatı yüzünden Osimhen'in yerini asla tutamayacak durumda.
Tabii bir de Yunus ve Lemina.
Bu üç futbolcu olmayınca Galatasaray'ın yüzde 50 gibi bir gücü eksiliyor. Geri kalan bölüme ise Sane, İlkay giriyor. Yani bu maçta bu önemli eksikler nedeniyle onlardan çok şey bekliyorduk. Ama ikisi de İcardi dahil ilk 45 dakika terzi mankeni gibi takıldı. Hele Sane oynadı mı oynamadı mı belli değildi
Dolayısıyla bu yarıda her şey iki hafta önce ıslıklanan Barış Alper'in üstüne kaldı. O da belli bir yere kadar götürdü. Ama sonra rakip o bölgede önlemini aldı ve sol kanadı kilitledi. 2. yarı çok değişen bir şey olmadı. Yedek kulübesindeki sıkıntılar da Okan hocanın eline kolunu bağladı. Yoksa bu maçta Sane, İlkay ve İcardi gibi oyuncuları amatör takımların hocası bile oyunda tutmazdı. Ama hoca mecbur tuttu.

11