Fizik iyi kimya şimdilik zayıf

90 dakikanın sadece ikinci 45 dakikasında fiziki mücadeleyi arttırdı ve maçı kazanmayı bildi Fenerbahçe.
Zorlandı mı Az zorlandı... Ama Fenerbahçe takımının geleneksel yapısında bir maçı asla ve asla rahat bitirme gibi bir şey olmayınca yine hocasına ve seyircisine stres yüklediler.
İlk yarıya bakıyorsun Talisca'nın dışında rakip kaleyi zorlayan yok... Orta yapıyor, şut çekiyor, rakibi faule zorluyor, savunmayı itiyor... Talisca dışında Çağlar, Brown o kadar... Diğer herkes vasat ve vasatın altında...
İlk yarıda saydığım birkaç kişi dışında diğerleri etkisiz elemanlardı... Skriniar'ın attığı golden sonra maçı koparabilirlerdi. Ama olmayınca Fenerbahçe'nin makus talihi yine sahneye çıktı. Kaleye ilk gelen top gol oldu. Hem kaleci, hem de barajın ortak hatası golü getirdi.
Gol Fenerbahçe'yi fişeklemedi. Yine rutin, durgun, Talisca'nın ayağına bakan futbola devam ettiler. Rakip yoğun markajı arttırınca set oyununda da sıkıntı çekti Fenerbahçe. Bu kez pozisyona girmekte de zorlandı. Yediği golden sonra sadece bir İsmail'in şutu var hepsi bu.
Fenerbahçe ikinci yarıda bu sezon başlangıcında yaptığı en iyi şeyi yaptı. Yakın temas ve agresif futbol. Mücadele gücü artınca kimyası iyi olmamasına rağmen maça olanca ağırlığını koydu. Goller peş peşe gelince hem takım hem de seyirci rahatladı.
Fenerbahçe belli ki bu sezon bu oyun tarzını özellikle lig maçlarında devamlı sergileyecek. Araya yetenekli ayakların dokunuşu olunca da sahada tartışılmaz üstünlük kuruyorlar. Ama bunu sürekli oynamaları çok zor. Nitekim dün 3. golden sonra ilk yarıdaki haline döndü Fenerbahçe. O zaman da konuk takım uzaktan şutlarla da olsa iki pozisyon yakaladı.